Dünyanın en büyük gözetim kamerası üreticisi Haikang (Hikvision)’a dev yaptırım tehdidiyle karşı karşıya. ABD’de Çin rejim hükümetinin Doğu Türkistan’daki insanlık dışı uygulamalarına destek vermek ve soykırıma ortak olmakla suçlanan dünyaca ünlü gözetim kamerası üreticisi Hikvision’a dev yaptırım uygulanması konusu gündemde.
Çinli teknoloji şirketi Huawei’ye uygulanan yaptırımlardan daha da kapsamlı olması planlanan söz konusu yaptırımlar, dünyanın en büyük gözetim kamerası şirketini yerel bir firmaya dönüştürebilir.
İnsanlık Hikvision teknolojileriyle o kadar iç içe yaşıyor ki, muhtemelen şu an milyonlarca insan Çinli firmanın milyonlarca kamerasından birisi tarafından gözetlenmektedir.
Çinli şirketin ürünleri, 190’dan fazla ülkede polis gözetim sistemlerinden bebek monitörlerine kadar, her yerde mevcut. Düşük fiyatlarla, orta kalitede ürünler üretebilmesi ve aynı zamanda Çin devletiyle olan karanlık bağları sayesinde Aslı adı Haikang (Hikvision), dünyanın en büyük video gözetim ekipmanı üreticisi haline geldi.
Ancak Hikvision’un bu denli büyümesine yardımcı olan Çin devlet bağlantısı, firmanın sonunu getirecek nedenlerden biridir aslında. Firma, Çin’in devasa polis gözetim sisteminin kurulmasına yardımcı oldu. Tüm tesisatı Doğu Türkistan’daki Müslüman topluma dijital baskı yapacak ve rejimle eşzamanlı bilgi paylaşımı sağlayacak şekilde ayarladı.
Sonuç olarak, ABD hükümeti son üç yılda Hikvision’a çeşitli yaptırımlar uyguluyor. Bu yıl, ABD Hazine bakanlığı Hikvision’u, genellikle Rusya, İran ve Kuzey Kore gibi nükleer tehdit oluşturan ülkeler için devreye sokulan “Özel Olarak Belirlenmiş Vatandaşlar” ve “Engellenmiş Kişiler”, (SDN) Listesine eklemeyi planladığı öne sürülüyor.
Bu hesaba göre, Hikvision’a “SDN” uygulanırsa dünyanın herhangi bir yerindeki birinin Hikvision ile iş yapmasını yasaklayacak. Bu, Çinli Huawei firmasına şu anda uygulanandan çok daha katı bir yaptırım. Bu yasağa uymayan ülkeler ve şirketler aynı listeye eklenme riskiyle karşı karşıya kalacak.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde halı hazırda milyonlarca Hikvision marka gözetim kamerası kullanımda. Tabiki bu yaptırımla birlikte Çin’in kurmuş olduğu o kadar geniş ağa sahip sistemin bir gecede değiştirilmesi mümkün değil. Ancak, yaptırım gereğince bu ürünler gelecekte satılamayacak. Yaptırımın başarılı bir şekilde uygulanabilmesi halinde, dünyanın en büyük gözetim kamerası üretici şirketi olan Hikvision’un hızla yerel bir şirkete dönüşmesi an meselesi.
Aslında 2001 yılında kurulan Hikvision şirketi, 11 Eylül’ün ardından gelen güvenlikçi furyadan yararlanmak için çok iyi kamufle oldu. Güvenlik sistemlerinde kullanılan video yakalama kartlarını satarak başlayan şirket, 2007 yılında kendi kameralarını piyasaya sürdü. Bugün, yazılımdan donanıma kadar her şeyi, çoğunlukla uluslararası rakiplerinden çok daha ucuza satıyor.
Söz konusu gözetim ve güvenlik olduğunda, birçok ülkede olduğu gibi Çin’de de şirketin en büyük müşterisi Çin rejimidir. Devletle olan bağlantısının derinliği sayesinde Hikvision, kısa süre sonra yerel yönetimlerle emniyet veya trafik kontrol sistemleri kurmak için büyük ve küçük ölçekli sözleşmelere imza attı.
Kuruluşundan beri küreselleşmeyi hedefleyen şirket, her ne kadar 2004 yılından bu yana yüzü aşkın ülkede ticari marka olarak adını duyurmayı sağlamış görünse de, arkasındaki yoğun Rejim desteği ve rakipleriyle görünüşte benzer gibi ama asla onlarla kıyaslanamayacak kadar kalite farkı uluslararası çılgın tüketicilerin dikkatinden kaç(ıl)makta.
Dünyada tam olarak kaç adet aktif Hikvision kamerasının olduğu net olarak bilinmiyor. Ancak 2021 yılında endüstri araştırma grubu Top10VPN tarafından yapılan bir araştırma, Çin dışındaki 191 ülkede 4,8 milyon Hikvision marka cihazın tespit edildiğini ortaya koyuyor.
Burada bir parantez açalım; “Dünyadaki 800 milyon güvenlik kamerasının yaklaşık yarısı Çin'de bulunuyor ve dünyanın en fazla güvenlik kamerasına sahip ilk on mega kentten sekizi Çin'de”
Araştırma ayrıca ABD ve Vietnam’ın ardından Çin, Hikvision marka 600 binden fazla gözetim kamerası ağı sistemiyle gözetim kameralarının en fazla kullanıldığı ülke konumuna geldiğini, diğer yandan Çin’deki bilgi ablukası ve çoğu kamera ağı tespit edilemediğinden araştırmada elde edilen rakamlara dahil edilemediğini belirtiyor.
Realitemizde ABD, Birleşik Krallık, Fransa, İsveç ve daha nicesi “Ulusal güvenlik” ve “Çin istihbaratına veri aktarımı” gerekçesiyle Çinli Hikvision’u ve Huawei’nin 5G ağını ülkesinde yasaklamaya çalışıyor.
Sahi, Hikvision’un küresel ölçekteki imajını en çok zedeleyen ise, Çin’in Doğu Türkistan’daki çoğu Uygur olmak üzere Kazak, Kırgız ve diğer etnik kökenden Müslümanlara yönelik uyguladığı baskıcı politikalarına destek vermesiydi. Ekseriyeti yüz tanıma ile donatılmış çok sayıda gözetleme kamerası, hükümetin bölge üzerindeki kontrolünü kolaylaştırmak için Doğu Türkistan’daki gözaltı kamplarının içine ve dışına yerleştirilirken, Hikvision Çin rejimi tarafından Doğu Türkistan’da işlenen insanlık dışı soykırım suçunun büyük ortağı oldu.
Zira, Şirketin rejim hükümetiyle en az 275 milyon dolarlık sözleşme yaptığı ve süreçte Uygur etnik kökeninin fiziksel özelliklerini tespit edebilen yapay zekâ kameraları geliştirdiği tespit edilmiş durumda.
Peki bu suçlamalara şirket ne diyor?
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) tarafından Doğu Türkistan hakkında sorulan sorulara doğrudan cevap veremeyen şirket yetkilileri ise, “Uluslararası kabul görmüş kurallara ve iş standartlarına uygun olarak faaliyet gösterdiğimiz ülkelerde yürürlükteki yasalara ve düzenlemelere bundan sonra da uymaya kesinlikle devam edeceğiz.” şeklinde yanıt vererek sorumluluktan kaçmaya çalıştı.
Oysa Çin'in Doğu Türkistan halkına yönelik uyguladığı radikal terör politikası, 1949 işgalinden bu yana devam ediyor. Ne yazıkki ekonomik ve teknoloji açıdan güçlenen Çin, son yıllarda Doğu Türkistan halkını bastırmak için yüksek teknoloji aletleri kullanarak tarif edilemez vahşetler, dijital kontrol yoluyla baskı uyguluyor. Gelinen noktada dünyanın en gelişmiş teknolojilerine sahip olan Çin rejimi, Huawei, Hikvision marka gözetim kameralarıyla insanların gergin, öfkeli, uysal, hiddet gibi çeşitli duygularını analiz edebilen yapay zeka teknolojisi tabanlı “Uygur yüz tanıma sistemi” geliştirdi ve Uygurları hedef objesi olarak görüyor.
Dünyaca ünlü Amerikan merkezli video gözetim ve analiz kuruluşu IPVM, ocak 2021’de yayımladığı raporunda, Çin'in en büyük gözetim kamerası üreten Haikang(Hikvision), Dahua, Huawei ve Yushi gibi teknoloji şirketlerinin geliştirdiği gözetim kameralarında bulunan “Uygur alarmı” yazılımının, Uygur Türklerini nasıl tanımladığını ve sistemin Uygurları fişlemek için polise nasıl sinyal göndereceğini detaylandırırken, Çinli firmaların Uygurları tespit etme, izleme özelliği için patentler aldığına dair tüyler ürpertici belgeler sunuyor.
Çinli yetkililer ise, durumu "patent başvurusunun amacı, bu teknolojilerin söz konusu tespit için kullanılması gerektiği anlamına gelmez" diyerek sistematik soykırım suçunu savunmaya çalışıyor.
Yıllardır çeşitli kanıtlarla Çin’in suçlarını ifşa etmeye çalışıyoruz, ama dinleyen yok. Her geçen gün ortaya çıkan bilgiler bizim ne kadar haklı olduğumuzu desteklerken, Çin’in de ne denli insanlıktan nasibini almamış canavar olduğunu doğruluyor.
Not düşeyim…
Muhammed Ali Atayurt-Türkistan Press
Kaynak: https://siberbulten.com
Kaynak: https://turkistanpress.com