Sayın DışiÅŸleri Bakanı Mevlut ÇavuÅŸoÄŸlu’nun geçtiÄŸimiz günlerde TBMM'de yaptığı anlaşılan bir konuÅŸmasından hazırlanan videoda, Uygur Türkleri hakkında nispeten rahatlatıcı açıklamalar dinliyoruz: “Uygur Türklerinin haklarını her zaman savunuyoruz. Bu yangından sonra (24 Kasım günü 44 Uygur Türkü’nün hayatını kaybettiÄŸi Urumçi yangını kastediliyor-mk), Çin’den izahat istedik. Uygurları bizden istedikleri zaman da vermiyoruz. Bölücü hareketlerde bulunuyorlar, deyince de ÅŸöyle söylüyoruz: ‘Biz hiçbir ülkenin bölünmesine veya güvenliÄŸine yönelik hiçbir faaliyete izin vermiyoruz.’ En son Ä°stanbul’daki (Çin KonsolosluÄŸu önündeki-mk) olayla ilgili Ä°çiÅŸleri Bakanımız özür de diledi, soruÅŸturma da açtı, o münferit bir olaydır. Hassasiyetimiz devam ediyor.”
Bu önemli açılamalarından dolayı Sayın Bakan'a teÅŸekkür ederiz.
Yangın konusunda 'Çin'den izahat' istemeleri de sevindirici, ama 24 Kasım yangın tarihinden bugüne 20 günü aÅŸmış, acaba Çin hükûmeti 'ne izahat' vermiÅŸ, keÅŸke onu da açıklasaymış; cevap vermedilerse sonsuza kadar bekleyip bekleyemeyeceklerini de söyleseymiÅŸ!...
Sonra;
1949'da KIZIL KOMÜNÄ°ST MAO döneminde toprakları iÅŸgal edilmiÅŸ, halkı ESÄ°R ALINMIÅž, ya nüfus kaydırmaları yapılarak, ya katı nüfus politikaları uygulanarak, ya da soykırıma/jenoside uÄŸratılarak demografik yapısı deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ, böylece 1949'dan günümüze halkı yarı yarıya ÇinlileÅŸtirilmiÅŸ; 70 yıldır korkunç iÅŸkenceler altında inleyen, 2016 yılından beri de 80'lik-90'lık ihtiyarlarından 8-10 yaşındaki çocuklarına kadar 3 milyon insanı sözde EĞİTÄ°M KAMPLARINA kapatılmış D. TÜRKÄ°STAN, 1.5 milyarlık KIZIL ÇÄ°N için nasıl bir güvenlik tehdidi oluÅŸturuyormuÅŸ ve hatta 'bölünme tehlikesi' yaratıyormuÅŸ acaba, onu da ifade etseymiÅŸ !?...
Ayrıca, Türkiye'ye ikinci bir vatanları olarak sığınmış D. Türkistanlı TÜRK ÇOCUKLARINI – Ä°stanbul KonsolosluÄŸu önündeki protesto giriÅŸiminde - bu topraklardan 'süpürecekleri' tehdidini, sanki TÜRK POLÄ°SÄ° DEĞİL DE KIZIL ÇÄ°N GÜVENLÄ°K GÖREVLÄ°SÄ° imiÅŸ gibi pervasızca savuran o sözde polis âmiri hakkında o günden beri ne uygulama yapılmış - delillerin hepsi de ayan beyan video kayıtlarında mevcutken - hangi ceza verilmiÅŸ, onu da açıklasaymış!..
Bu tehditler 'münferit olay', öyle mi?
Hangi münferit olay veya sözlerden bahsediyorsunuz, Sayın Bakan? Daha önceleri sizden, 2018 yılında da son BaÅŸbakan Sayın Binali Yıldırım’dan benzer mealde duyduÄŸumuz, DoÄŸu Türkistan halkının uÄŸradığı haksızlık, zulüm ve soykırıma hiç deÄŸinmeksizin “ÇÄ°N'Ä°N EGEMENLİĞİ ve TOPRAK BÜTÜNLÜĞܒNÜN BÄ°ZLER Ä°ÇÄ°N ÇOK ÖNEMLÄ° olduÄŸu ve Uygurlar eÄŸer teröre bulaşırlarsa onlara iyi gözle bakmayacağımıza” dair sözler de münferit miydi? (17 Haziran 2018 tarihli haber sitelerinde hâlen mevcut.) BaÅŸka ülkeye sığınmış olup da D. Türkistan’daki modern Nazi kamlarında iÅŸkence gören yakınlarından yıllardan beri haber alamayanların yaptıkları protestoların bile Çin nezdinde “teröre bulaÅŸmak” sayıldığını bilmiyor musunuz? 2021 Åžubat’ının ilk haftasında, Uygurların yine Ä°stanbul Çin KonsolosluÄŸu önündeki protesto eylemine karşı tutumlarını hatırlamıyor musunuz? 17 gün boyunca yaÄŸmurda-soÄŸukta “Ey Çin, ailem nerede? Ailemi serbest bırak!” diye haykıran Uygurlara karşı, bir ara dilekçe vermelerini isteyip nihayet, “siz önce bu tür bölücülük eylemlerinden vazgeçtiÄŸinizi ve bir daha böyle davranışlarda bulunmayacağınızı açıklayın” sonra bakarız!..” diye onları atlattıklarını bilmiyor musunuz? Yani Kızıl Çin nezdinde, toplama kamplarında kaybolan ailelerin, anne-babaların, kardeÅŸlerin nerede olduÄŸunu sormak bile terör ve bölücülük eylemi!.. Bütün bu Kızıl Çin taktiklerini bilmeyen var mı? Zâlim Çin, toplama kamlarına doldurduÄŸu insanları bile terörist saymıyor mu? 8-10 yaşındaki çocuklardan 80-90 yaşındaki ihtiyarlara kadar 3 milyon insan nasıl bir teröre bulaÅŸmış oluyorlar? Üstelik bu insanları eÄŸitmek için kamplara kapattığını da iddia ediyor bazen! Hangisi doÄŸru acaba?
Sahi, bu Bakan arkadaÅŸlar bu konularda kimlerden danışmanlık alıyorlar? Bir gün olsun, bu dâvanın tarihî takipçisi TÜRK OCAKLARI veya benzeri kuruluÅŸlardan herhangi bir bilgi ya da mütalâa sormak akıllarına gelmiÅŸ midir?
Hâsılı kelâm, Sayın Bakan'ın TBMM’deki bu son ifadeleri de önemli ve teÅŸekkür etmeliyiz; ama SONUÇ ALICI, YANÄ° KIZIL ÇÄ°N'Ä°N SOYKIRIM POLÄ°TÄ°KASINI ETKÄ°LEYECEK NÄ°TELÄ°KTE ASLA DEĞİL!...
Ve o hedefe yönelik, sözden de öte ETKÄ°LEYÄ°CÄ° Ä°CRAATI GÖRÜNCEYE KADAR, hem o mazlum yakınlarının, hem de onlarla soy, din ve gönül bağı, hepsinden öte Ä°NSANLIK BAÄžI olan bizlerin yüreklerimize su serpilmesi hiç mümkün deÄŸil!..