Birkaç gün önce, nordicmonitor.com sitesinden bir belge dolaşıma sokuldu. Belgeye göre güya Türkiye ile Çin devletleri arasında 'suçluların iadesi anlaşması' yapılmış ve bu minvalde Çin, ülkemizde zor şartlarda yaşamakta olan Doğu Türkistanlılara suçlar isnat ederek iadelerini isteyecekmiş.
Belgenin dpf'sine ulaşıp, birazda haberin servis edildiği site hakkında araştırma yapınca işin hiç de masum bir belge ve bilgi paylaşımı olmadığı tabiki rahatlıkla anlaşıldı. Mezkûr site Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği tarafından FETÖ terör örgütü irtibatı-iltisakı dolayısıyla 4 Nisan 2019 tarihinden erişime kapatılmış durumda.
Haberin muhtevasındaki belgeye göre 26 Nisan 2019 tarihinde Meclis Başkanı Mustafa Şentop tarafından "Türkiye Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti Arasında Suçluların İadesi Andlaşması"nın onaylanmak üzere Adalet tali ve Dışişleri asıl komisyonuna gerekçeleri ile beraber sunulduğu anlaşılmaktadır.
Belgenin genel gerekçesinde ise; "Türkiye Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti Arasında Suçluların İadesi Andlaşması”, iki ülke arasında egemenlik ve eşitlik ilkeleri ile karşılıklı çıkarlara saygı temelinde suçluların iadesi kapsamındaki mevcut işbirliğinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi amacıyla 13 Mayıs 2017 tarihinde Pekin’de imzalanmıştır. Andlaşma, iadesi mümkün olan suçlar, zorunlu ve takdiri red nedenleri, geçici tutuklama, hızlandırılmış iade, kişinin veya eşyanın teslimi ile transit geçiş konularında hükümler ihtiva etmektedir" ifadeleri yer almakta.
Belgeden anlaşıldığı kadarıyla 13 Mayıs 2017 tarihinde Pekin'de dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ imzasıyla kabul ve Meclise havale edilen anlaşma metni 22 madde ve alt fıkralarından oluşmakta ve belge zikredilen tarihte Türkiye Cumhuriyeti adına Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Çin Halk Cumhuriyeti adına da Dışişleri Bakanı Wang Yi tarafından imzalanmıştır.
Buraya kadar anlattığımız olaylar iki egemen devletin gayet normal ikili bir anlaşma imzalaması için sıradan prosedürlerini ortaya koymakta ve gayet tabi olarak iki ülke bir anlaşmaya imza atmışlar. Lakin belgenin zikredilen komisyonlardan geçip uygulamaya sokulduğuna dair bir bilgi mevcut değildir.
Aradan 13 ay geçmesi üzerine belgeyi dolaşıma sokmak, hele de FETÖ terör örgütü ile irtibat ve iltisakı kesinleşmiş bir site üzerinden bunu yapmak çok da iyi niyetle izah edilebilecek bir durum olmasa gerekir.
Böyle bir belgenin dolaşıma sokulduktan sonra, zaten tedirgin olarak ülkemizde yaşamakta olan Doğu Türkistanlılar arasında tartışılması da kaçınılmaz oldu. Bir kısım Doğu Türkistanlılar belgeye dayanarak ÇKP yönetimin suçlar isnat ederek Türkiye’den masum Doğu Türkistanlıların iadesini isteyeceğini tutun da, bu anlaşmanın Uygurları esas alarak Çin tarafından bilinçli olarak imzalatıldığına, dahası Türkiye'nin basiretsiz bir şekilde bu belgeye imza attığına dair birçok seviyesiz tartışma yapılmış, haberi dolaşıma sokanlar ise amaçlarına ulaşmanın zafer sarhoşluğunu yaşayacaklardı ki, her zaman olduğu gibi yine Doğu Türkistanlılar arasında sağduyu hakim oldu ve karanlık mihrakların hevesleri yine kursaklarında kaldı.
FETÖ terör örgütünün, ülkemizde astığı astık kestiği kestik olduğu dönemlerde Doğu Türkistanlılara dair herhangi bir haber yapmadığını, dahası mevcut iktidar ile arayı bozunca, ben de dahil arayıp program yapmak isteklerinde, kendilerine "maşa olarak kullanılacak birine mi benziyorum" diyip kapıdan kovmuş bir kardeşiniz olarak, Doğu Türkistanlıları, hem mevcut siyasi iktidara hem de Devletimizi karşı ayak oyunlarıyla kirli emellerine alet etmek istediklerini anlamak güç olmasa gerekir.
Dün Doğu Türkistanlıları ağızlarına almaktan imtina edenlerin, bugün Doğu Türkistanlıları güya koruyup kollamak istediklerine inanmak herhalde çok saf, hatta FETÖ terör örgütüne hizmet edenlerin ihanet şebekesinin değirmenine su taşımak olacağını bilmeyecek kadar bu konulardan da uzak değiliz.
Evet, bu anlaşma "sırf Uygurları teslim etmek veya teslim almak için yapıldı" demek tamamen kasıtlı bir hükümdür. Burada sorulması gereken asıl soru soru bundan tam 36 ay 10 gün önce imzalanmış bu anlaşmaya istinaden Çin’e iade edilen bir Doğu Türkistanlı var mıdır? olacaktır. Cevap herkesçe malum olduğu için tekrar etmeye hacet olmasa gerekir.
Bırakın böyle bir iadenin olmasını Türkiye Cumhuriyeti devleti anlaşma metninin 3. maddesinde "Zorunlu Red nedenleri" başlığı altındaki a ve b fıkraları hükümleri ile ÇKP yönetimin adı geçen andlaşmayı suiistimal etmemesi için gerekli ibareleri metne titizlikle yerleştirmiş. Bence bunun üzerinde mevcut siyasi iktidara ve onunla beraber Aziz Türkiye'mize komplo kurup Doğu Türkistanlıların devletimize küsmesini, dahası Gezi vari Doğu Türkistanlılarla Devletimizi karşı karşıya getirme hevesinde olanlara, anlaşma metnini okumalarını tavsiye edelim.
Bu aklı evvellere göre koca devlet böyle bir anlaşma yaparken Çin'in neyi suiistimal edeceğini düşünememiş, yine bu aklı evveller de bu belgeye mal bulmuş mağribi gibi sarılmış gözükmektedir. Daha önce de Doğu Türkistanlılarla Devletimizi karşı karşıya getirmek isteyen, dahası Türkiye’de Doğu Türkistanlıların imajını zedeleyecek provokatif eylemlerin sağduyu ile bertaraf edildiğine hepimiz şahidiz.
Bununla birlikte asıl oyunun ikinci ayağı ise gözden kaçırılmamalıdır. O da belgenin zikredilen FETÖ iltisaklı ve irtibatlı sitenin eline nasıl geçtiği hususudur ki, kanaatimce bu durum FETÖ ve işbirlikçilerinin heveslerinden daha tehlikelidir. O da böyle bir haberin dolaşıma sokulmasında ÇKP yönetimin fitne yaymak, Türkiye’deki Doğu Türkistanlıları ülkemizden kaçırtmak ve dolayısıyla Türkiye’deki Uygur toplumunun kamuoyu gücünü kırmak istemesi oluşturmaktadır. Meselenin bu yönüyle de değerlendirilmesi oynanmak istenen oyunun kimler eliyle ve ne emellerle yapıldığını daha net bir şekilde gözler önüne serecektir.
Burada bir başka üzerinde durulması gereken mevzu ise, düşük bir ihtimalle de olsa, ABD cenahının bu işi kaşıyıp kaşımadığına dair dikkatli olmak gerektiği hususudur. Onun için bütün kirli cenahlara "çekin pis ellerinizi Doğu Türkistanlılar üzerinden" diyor ve demeye devam ediyoruz.
Lakin bilinmesini isteriz ki, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da kirli emellerinize bu topraklar üzerinde, bu topraklara gönülden bağlı Doğu Türkistanlılar alet olmadı olmayacaklar. Ve yine merhum İsa Yusuf Alptekin Bey’in ifadesiyle "Doğu Türkistan meselesinin halledilmesi davasında öncülük şerefi" Aziz Türkiye'mizin olacak. Siz yeter ki gölge etmeyin.
Suçluların iadesi andlaşmasını gündeme taşıyan sitelere aşağıdaki linklerinden ulaşabilirsiniz.
axios.com nordicmonitor.com