Doğu Türkistan’ın Makus Tarihi! Ve 12 Kasım’ın Önemi
4-11 Şubat'ta 1945 yılında Kırım’ın Yalta tatil beldesinde, ABD Başkanı Franklin Roosevelt, İngiltere Başbakanı Winston Churchill ve Sovyet lideri Joseph Stalin bir araya geldi ve tarihe YALTA KONFERANSI olarak geçen toplantıyı yaptılar.
Yalta konferansında dünyanın geleceğini konuşup kararlar aldılar. Aldıkları kararların birisi de TÜRKİSTAN’ı Rusya ve Çin arasında pay etmekti. Türkistan’ın Doğusunu Çin’e batısını Rusya’ya bıraktılar. Almanya’yı Fransa’ya bırakıp! Mezopotamya (Ortadoğu) ve Türkiye de dahil pek çok ülke ve bölge hakkında karalar alıp dünyayı aralarında pay ettiler.
Doğu Türkistan’da 1933 yılında devlet kuruldu!
1923’de Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanından 10 yıl sonra 12 Kasım 1933’te Kaşgar’da Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti kuruldu. Çinli sömürgecilerin suikastiyle Cumhurbaşkanı Hoca Niyaz HACİ ve Başvekil Sabit DAMOLLA’nın şehit edilmesinin ardından Uygurlar bir kez daha 12 Kasım 1944 yılında Doğu Türkistan Cumhuriyeti’ni ilan ettiler.
12 Kasım 1933 Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti
Doğu Türkistan topraklarında kurulan ilk İslam Cumhuriyeti olan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti, İslamî anayasa ile 12 Kasım 1933’te Kaşgar’da kuruldu.
Doğudan ve güneyden Kaşgar’a doğru ilerleyen Milli Kuvvetler Kaşgar eski şehri Çinliler’den kurtaran Albay Timur Beğ ile birleştiler.
Müslüman Hui askerî hiziplerin bir kolu olan Ma Zhongying’ın ordusu Urumçi’ye kadar genişlemeye başladı. Buna karşın Müslüman Doğu Türkistan halkı önce 1931’de Kumul’da sonra da 1932’de Turfan’da isyan başlattılar.
1933’te Muhammed Amin Buğra işgalci Çinlilere karşı başkaldırdı.
İsyancılar Hanlı memurları kovarak Hotan’ı aldıktan sonra Yarkand ve Kaşgar’a ilerleyerek Kumlu ve Turfan’dan sağınmış güçleriyle birlikte 12 Kasım 1933’de Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti’nin kuruluşunu, halkın ve askerlerin coşkulu gösterileri ve tekbirlerle ay yıldızlı Gökbayrak göndere çekilerek ilan ettiler.
Doğu Türkistan İslam Cumhuriyetini yıkılışının hazin hikayesi
Kurulan İslam Cumhuriyeti Çin kuvvetleri ile Çinli Müslümanların (Tunganlar) diğer Çinliler ile anlaşması ve Rusların da bu düşman kuvvetlere destek vermesi sonucunda Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti ordusunu katlettiler. Bunun sonucunda 6 Şubat 1934’de Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti yıkıldı.
Bakanlar Kurulu üyelerinin bir kısmı yurt dışına kaçmayı başarsalar da diğerleri yakalanarak KGB zindanlarında can verdiler.
12 Kasım 1944 Doğu Türkistan Cumhuriyeti ikinci defa ilan edildi.
Doğu Türkistan’da Uygurlar Çin’deki komünist ihtilalcilerin, milliyetçi Çin hükumetine karşı mücadelelerinden ve iç istikrarsızlıktan yararlanan Uygur aydınları siyasileri ve halk ayaklanmalara başladı. Nihayetinde Gulca’da Ali Han Töre, 12 Kasım 1944’te İkinci Doğu Türkistan Cumhuriyetini kurarak Cumhurbaşkanı oldu.
Uygur siyasetçilerin, Milliyetçi Çin’e karşı Sovyetler ile yakınlaşmaları işe yaramadı Çin’de komünizm hakim olduktan sonra Rusya, Doğu Türkistan yeni yönetimini tanımadı ve Almaata’ya davet ettikleri Ahmetcan Kasimi, İshak Beğ, Abdülkerim Abbas ve Delil Han provokasyonla uçaklarını düşürülerek öldürüldüler.
Cumhuriyetin önderlerinden Canım Han Hacı, Urumçi’de idam edildi. 1949’da Cumhuriyet tamamen Çin tarafından ortadan kaldırıldı. Osman Batur, son mücadeleleri sırasında Şubat 1951’de esir düştü. Nisan ayında Urumçi’de asılarak idam edildi.
Milli şairimiz merhum Akif’in veciz ifadesi ile;
“İbret alınsaydı tarih tekerrür mü ederdi!”
12 Kasım tarihi Doğu Türkistan için son derece önemli ders ve ibretlik olayların yaşandığı tarihtir. Kurulan her iki cumhuriyetin de yıl dönümü olarak “Doğu Türkistan Milli Günü” olarak kabul edilmektedir.
Doğu Türkistan tarihi Doğu Türkistanlılar kadar diğer milletler içinde ibretlerle doludur!
1875’de Doğu Türkistan’da bölge yöneticilerinin Çin’in Doğu Türkistan’a daveti ile başlayan Çin işgali zaman zaman kaldırılmış, Çin ülkeden kovulmuşsa da Doğu Türkistan 150 yıldır zulüm ve işgallerle boğuşmaktadır!
2009 yılında işgalci Çin tarafından Urumçi’de çıkarılan provakasyon sonucunda on binlerce Müslüman Uygur katledilmiş işgal soykırıma dönüşmüştür. Son günlerde ise, karantina adı altında Uygurlar ölüme terkedilmiştir.
Çin’in Doğu Türkistan’da yaptığı insanlık dışı uygulamalara dünyanın sessiz kalması özellikle Müslüman milletlerin ve Müslüman Türklerin sessiz kalmaları Çin’i cesaretlendirmekte ve zulmünü her geçen gün genişleterek sürdürmektedir.
Başta İslam dünyası ve Müslüman Türkler sessizliklerini bozmalı, Çini durdurmalıdır. Aksi halde Çin’in insanlık suçuna sessiz kalmaları sonucu ortak olmaktadırlar!
Komünist Çin yöneticilerine gelince, Çin dünya barışına, islam dünyası ile iyi ilişkilere önem veriyorsa tarihe zalim Çin olarak geçmek istemiyorsa Doğu Türkistan Müslüman Türk kardeşlerimize uyguladığı soykırımı durdurmalı kampları kapatmalı uydurma suçlamalarla hapsettiği masum halkı tutuklamaktan vazgeçmeli eğitim kamplarına topladığı Komünist olarak yetiştirmek için asimilasyona tabi tuttuğu Müslüman çocuklarını derhal ailelerine teslim etmelidir. Zulüm yapan sorumluları dünyaya açık olarak yargılamalı ve Doğu Türkistan halkından özür dileyip mal varlıklarını iade etmelidir.
Zulüm ile abat olunmaz! Elbette Çin kaybedecek Doğu Türkistan Müslüman Türk kardeşlerimiz kurtulacak tekrar devletlerine kavuşacaklardır! Burada önemli olan insanların zulüm karşısında nerede yer aldıklarıdır!
Doğu Türkistan bağımsızlığına kavuşacak Çin zulmü son bulacaktır!
Vesselam