“Çin Modeli” İşimize Gelmez!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 7 Aralık salı günü Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında kurmaylarına ‘ekonomide yeni dönem yeni yol haritasını anlatırken “Çin modeli büyüme” örneğini verdiği haberlere yansıdı.

Bu konu üzerine çokça yazılıp Çizildi. Ben siyasetçi değilim, Ekonomist hiç değilim. Ama yöneticilerimizin dilinden bir türlü düşmeyen, hatta “toprak bütünlüğünü savunuyoruz” dediği Çin’in, 73 yıldır işgali ve sömürgesi altındaki Türk-İslam yurdu Doğu Türkistanlı bir gazeteci olarak gelin size Çin nasıl büyüdü kısaca onu anlatayım.

2013’te Xijinping’in tahta oturmasıyla Çin’in büyümesi başladı ve ekonomisi şahlandı. Doğru! Ucuz İşgücü ile ihracata dayalı büyüdü değil mi? Ama bu nasıl oldu? bilen var mı?

Çin’in bir faşist devlet olduğunu bilmeyen yoktur sanırım. 1,4 milyar insanı dikta rejimle, katı ve baskıcı politikalarla dizginlemeye çalışıyor.

Çin modeli işimize gelmez derken bizim gibi demokratik bir ülkede yaşayan insanları elinde sopayla idare etmek mümkün mü?

Ha! Burada Çinlilerin taktiksel hamlelerinden veya ekonomik birtakım girişimlerinden yararlanabilir miyiz? Tabi ki alabiliriz ama o ismiyle değil! Türk modeli olsun! İslam Modeli olsun. Hazır da Sayın Cumhurbaşkanımız faizcilere, tefecilere ekonomik savaş açmışken. Ama bunun adı Çin modeli olmasın.

Kendi celladımıza aşık olmayalım. Yüce Türk milletine yakışmıyor “Çin modeli.”

Herkes farklı bir şey söyledi. “Çin modeli bize gelmez” diyenleri tebrik ediyorum ve katılıyorum. Çin gibi büyüyeceğiz demek için bize;

1. Yıllar öncesinden insanları köleleştirmek için hazırlanmış Stratejik planlama yapılmış olması lazım!
2. Ekonomi yapısı ve Maliye politikası ona göre şekillenmesi lazım!
3. İş gücü ona göre ayarlanması lazım!
4. Toplama kampları kurulması lazım!
5. Sanayi ve tekstil şehircikleri, dev endüstri parkları kurulması lazım!
6. Üretim yapısı da ona göre örgütlenmesi lazım!
7. Her şey, devletin bizzat kontrolü altında olması ve politikaları uygulayacak kolluk kuvvetlerin oluşturulması lazım!
8. İçerisinde gıkını çıkarmadan bedava çalışacak milyonlarca insan olması lazım!
9. Dışa açık veya kapalı olmak, eğer açıksa Yatırımcılar ve ihracat konusu ona göre ayarlanması lazım.
10. Köle işçi çalıştırma nedeniyle Yaptırımlara karşı stratejiler geliştirilmesi lazım!

Lazım da lazım!

Çin kısmen işte böyle büyüdü!

Peki neydi bu ucuz işgücü ve buna dayalı ihracat politikası?

Size Çin işgali altındaki Doğu Türkistan’da Uygur kardeşlerimize neler yaptıklarını ve bunun Çin ekonomisine nasıl (sözde) kazandırıldığını anlatayım.

İnsanları cüzi bir miktar ücret karşılığı köle gibi çalıştırıyorlar.

Çin neden Uygur Türklerini köle olarak kullanıyor biliyor musunuz?

Komünist Çinliler, Türkleri tarım ve hayvancılıkla uğraşan, aslında âtıl olan, pek bir işe yaramayan, geri kalmış, medeniyetsiz, marjinal ve radikal bir toplum olduğunu damgalamak istiyor. Doğu Türkistan’ın en ücra köşelerine kadar gidip Uygur Türklerini otobüs ve trenlere doldurarak, Toplama Kamplarının yanına konteynerlerle kurulmuş yeni Sanayi ve endüstri şehirciklere yerleştiriyor.

Çalışma şartları nasıl? diye sorarsanız, Yaş sınırı yok! Kadın erkek ayrımı yok! Envai çeşit suçlamalarla toplama kampına alınan İnsanlar, bu şehirciklerde 16 saat zorla çalıştırılıyor.

Ya dışarıdaki insanlar?

Yaşlı ve Çocuklar pamuk tarlalarında veya ceviz kırma da, veya çeşitli hafif sanayi bölgelerinde çalıştırılıyor. Önce kampa alınması yüzünden Hamile kadınların karnındaki bebeği çeşitli kimyasallarla zorla düşük yaptırarak çalışmaya gönderiyor.

Çeşitli tekstil, elektrik kabloları, hazır giyim, ayakkabı atölyeleri, güneş paneli başta olmak üzere endüstriyel bölgelerin neredeyse tamamı Toplama kampları yakınına kurulduğundan, İşçiler genelde fabrikalarda kalıyor ya da Ceza Kampında barındırılıyor.

Aslında bu sistem hep vardı ve sadece cezaevlerindeki gerçek suç işlemiş mahpuslar için geçerliydi. Şimdi ise gelişi güzel tutuklanan Müslüman Türkler için de sistematik olarak uygulanıyor. Eskiden Cezaevlerinin içine fabrika kurarlardı, şimdi ise Fabrikaların içine cezaevleri kuruyorlar!

Bir odada otuz kişi, 8’er saat olmak üzere devir daim olarak uyumasına izin veriliyor. Ayda bir kere, o da “profili iyi” ise evlerine gidip gelebiliyor, kötü ise izin verilmiyor, aldığı para da 40 doların altında.

Çin öyle bir devlet ki, radar gibi! Adeta her yerde 7/24 suçlu arıyor. İnsanların özel hayatı komünist rejim tarafından adım adım izleniyor.

2016’dan itibaren Çin’in resmi verilerine göre, 7 milyondan fazla Doğu Türkistanlı Çinlilerin “Eğitim merkezi” dedikleri Gulag ve Holokost varı Ceza kamplarında dönüşümlü olarak alıkonuluyor.

Peki bu kampların amacı nedir bilir misiniz?

Asıl amaç Doğu Türkistan’daki, kafasına göre sınıflandırılan insanları en düşük profilden başlayıp teker teker yok etmek! Bu uygulamalar arasında ideolojik yıpratma, bünyesini zayıflatma, kısırlaştırma, ağır işkence ve kimyasal deneyler yer alıyor. Böylece insanları dini ve milli kimliklerinden, İslami İnancından, inandığı tüm değerlerden uzaklaştırarak öz benliğinden koparmayı, mankurtlaştırmayı hedefliyor.

Sadece 7-8 milyon değil ki, Çin’in köle olarak kullandığı İnsanların sayısı. Dikkat ettiyseniz Çin verilerine göre dedim. İnanalım mı?

Gerçek sayıyı anlamak için şöyle ilerleyelim. Hani Çin’in “Kardeş Aile” Politikası vardı ya! Çin işgal güçleri her eve tek tek giriyor ve işi olanları es geçip, evde oturan her kim olursa olsun hasta mı, özürlümü, Çocuk mu, Kadın mı? gözetmeksizin, “iş bulup çalışacaksın, yoksa biz seni “istihdam” edelim” diyor. Bunu da utanmadan Uluslararası topluma “Uygurlara sunulan fırsat”mış gibi propaganda yapıyor.

Bunun sonucunda karşılaştığımız manzara ise, Ar namusumuz çiğnenmiş, evdeki Çinli, rejimin de desteğini alarak istediği Müslüman Uygur kızı ile evlenebilir hale gelmiş.

Sonuç itibariyle Çin’i büyüten o meşhur “ucuz iş gücü”, aslında Müslüman ve Türk olan bir milletin topyekûn imha edilmesi üzerine kurulu plan-projedir.

İnanıyoruz ki, Her zorluktan sonra bir kolaylık mutlaka vardır. Allah Aziz Türkiyemiz ve yönetenlerin yardımcısı olsun. Türk milletini, İslam ümmetini, her iki dünyada aziz kılsın! Başını eğdirmesin. Amin!

Yazan: Muhammed Ali ATAYURT

Muhammed Ali ATAYURT

Yazar

Türkistan Press Editörü | Istiqlal TV Sunucusu