Münih Güvenlik Zirvesinde Çin’e Uygur Sorunu soruldu

Çin’in Xinhua Haber Ajansına göre, 18 Şubat'ta Almanya'nın Münih kentinde düzenlenen Dünya Güvenlik Forumu'nda Çin meseleleriyle ilgili özel oturum sırasında Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi'ye Doğu Türkistan'daki soykırımla ilgili sorular soruldu.

Oturum moderatörü Wang Yi'ye Tayvan ve Hong Kong meselelerinin yanı sıra Doğu Türkistan'daki zorla çalıştırma da dahil olmak üzere sistematik soykırım hakkında sorular sordu. Wang Yi, moderatörün sorusuna ‘şaşkın’ yüz ifadesiyle kurnazca cevaplar vererek uluslararası toplumu kandırmaya çalıştı. 

BAŞTAN SONA YALAN KONUŞTU!
Yi, Doğu Türkistan'da yürüttüğü soykırım politikalarını savunarak sözde "Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nin” kuruluşundan bu yana Uygur nüfusu 3 milyondan 12 milyona çıktığı, bölgedeki bütün etnik gruplardan insanların ortalama yaşam beklentisi 30- 75,6 yıla ulaştığı, bunun insan haklarının korunmasının en güzel örneği olduğunu, bütün milletlerin dini inanç özgürlüğü Çin yasalarına uygun şekilde korunmakta olduğunu, Müslümanlar yeteri kadar dini tesislerden yararlanabildiği ve hükümet ayrıca camilerin onarım ve bakımı konusunda harici finansman sağladığını, "bütün hükümet belgeleri ve tabelalar başta olmak üzere iki dilde yazıldığı ve Uygurlar dahil tüm sözde “azınlıkların” dili ve kültürünün korunmakta olduğu safsatalarını tekrarladı.

UYGURLARDAN TEPKİ
Wang Yi, sölerine devam ederek, "Çin'in hızlı gelişimini gören bazı ülkeler, Çin'i engellemek için sözde “Xinjiang” 'ı sekteye uğratmak ve dolayısıyla Çin'in gelişmesini ve refahını baltalamak için sözde “Xinjiang hakkında yalanlar uydurmaya çalışıyor. Bu yüzden herkesi söde “Xinjiang” ’a giderek gerçek durumu yerinde görmeye ve Çin’in kalkınmasını deneyimlemeye davet ediyorum.” Şeklinde konuşarak yalan söyledi. 

Ayrıca üç gün süren etkinliğe, dünyanın dört bir yanından çok sayıda diplomat, gazeteci, önemli STK temsilcilerinin yanı sıra Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa da katılım sağlayarak Çin’e karşı Doğu Türkistan’daki gerçek durumla ilgili bilgiler aktardı.

ÇİN’İN DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ CEZA KAMPLARI 
Çin rejim hükumetinin sistematik baskıları ve asimilasyon politikaları ile Doğu Türkistan’da topyekûn bir halk, asimilasyon ve soykırıma uğramaktadır. Milli, dini, siyasi ve kültürel olarak Doğu Türkistan’da Çinli olmayan tüm Türk kökenli milletler bu baskının kurbanı olmaktadır.

Doğu Türkistan’da ağır insan hakları ihlallerinden aşmış soykırım derecesine ulaşan, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine gelen Uygur meselesi, küresel bir sorun haline geldi. Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve ciddi insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Öte yandan, Ortaya çıkan Resmi veriler ise, Çin Komünist Partisi idaresinin kültürel ve etnik soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında milyonlarca insanı yasa dışı bir şekilde alıkoyduğunu gösteriyor. Fakat Çin hükumeti, toplama kamplarında ve ceza kamplarında insanlık dışı şartlarda tutulan Uygur Türklerinin durumuna dair tüm verileri dünya kamuoyundan gizlemeye ve soykırımı yalanlamaya çalışıyor.

HAKSIZ YERE HAPSEDİLİYOR 
Günümüzde şu an bile Doğu Türkistan’da Uygur ve diğer Türk halklarından milyonlarca kişi suçsuz yere, bilinmeyen bir yerlerde hapsediliyor. Bu baskı tüm şiddetiyle devam ederken, tanıkların ifadelerine göre tutuklulara işkence ediliyor. Sağlıksız şartlarda ellerinde kelepçe, ayaklarında zincirle yaşıyor. Kampta tutulanlara ne olduğu belirsiz ilaçlar ve iğneler veriliyor. Tırnak çekme, kamçı, elektrik verme gibi işkencelere maruz kalıyor. Kadınlar toplu tecavüze uğruyor.

Milyonlarca genç Doğu Türkistan’daki çalışma kamplarında veya Çin’deki fabrikalarda zorunlu köle işçi olarak çalıştırılıyor. Birçoğu toplama ve çalışma kamplarına gönderildikten sonra geride kalanlar da siyasi propaganda ezberlemeye, kamu hizmeti adıyla ücretsiz çalışmaya zorlanıyor. Kadınlar kısırlaştırılıyor, hamilelere zorla kürtaj yaptırılıyor. Genç kadınlar Çinlilerle evliliğe mecbur ediliyor. Ailelerinden koparılan yaklaşık 800 bin Uygur Türkü çocuk, “melekler yuvası ” denilen çocuk toplama kamplarında asimile ediliyor. Çince konuşmaya Çince yaşamaya, tıpkı bir Çinliymiş gibi davranan, yaşam felsefesi, ideolojisi, hayata bakışı tamamen Uygurlardan kopuk komünist bireyler olması için yetiştiriliyor.

“KARDEŞ AİLE” REZALETİ
Milli ve dini kültür mirasları, Uygur tarihi ve kültürü, Türk- İslam mimarileri, tarihi şahsiyetlerin türbeleri yok ediliyor. İnanç özgürlüğü hiçe sayılıyor. 16 bin Cami yıkıldı. Kur’an-i kerim başta olmak üzere Uygurca yazılmış sayısızca eresi kitapları yakıp yok etti. Namaz kılmak, oruç tutmak kampa alınma nedeni olarak gösteriliyor. Türkiye başta olmak üzere yurtdışı ülkelerinde okumuş, seyahat etmiş olmak ya da sadece bunları yapan birinin akrabası olmak bile toplama kampına alınma veya hapse atılma nedeni sayılıyor.

“Kardeş aile” projesi adı altında her Türk aileyle ilgilenecek Çinli memur atandı. Sözde “kardeşler” aile mahremiyetini çiğneyerek Uygurların evlerinde 10 günlerce konaklıyor, aile üyelerinin rejime bağlığını denetliyor.

Muhammed Ali ATAYURT-Istiqlal Haber
Kaynak: News.cn

Bu Haberi 757 kişi okudu!
22/02/2024
YORUMLAR
YORUM YAP
0 Yorum bulunmaktadır.