İstanbul’da Doğu Türkistan ve Filistin paneli düzenlendi

10 Aralık 2023 İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edilişinin 75. yıldönümünde Türkiye’nin önde gelen sivil toplum kuruluşları, bu beyannamedeki haklardan mahrum bırakılan Filistin ve Doğu Türkistan’da anbean islenen suçlara dikkat çekmek için panel düzenlendi. 

İHH, UDTSB, ETHR, Dijital Hafıza Merkezi, UMHD, Mavi Mürekkep kulübü nün bir araya gelerek düzenlediği panelde Halis Özdemir moderatörlüğünde, Yetim Vakfı Başkanı Murat Yılmaz, Dr. Kadir Temiz, Toplama kampı tanığı Gulbahar Celilova, Dijital Hafıza Merkezi Koordinatörü Ahmet Faruk Asa, Dr. Mehmet Rakipoğlu ve Av. Zeynep Ertekin ayrı ayrı sunumlar gerçekleştirdi. 

Açılış konuşmasının ardından Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği (ETHR) Genel Sekreteri Abdulahad Udun, 10 Aralık uluslararası insan hakları günü dolaysıyka “10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü Doğu Türkistan ve Filistin” Konulu Basın açıklama metnimi okudu.BASIN AÇIKLAMA BİLDİRİSİ

Doğu Türkistan’da devam eden soykırım, Çin devletinin uluslararası insan hakları taahhütlerini yerine getirmemesi, hesap verebilirlik ilkesine uymaması ve sorumluluk almaması sonucunda ilk günki ciddiyetini koruyor. 2022-2023 yılında Çin devletinin insan hakları karnesini değerlendiren Af Örgütü durumun en kötü seviyeye gerilemiş olduğu; İnsan Hakları İzleme Derneği ise Doğu Türkistan’daki işkence, siyasi beyin yıkama ve zorla çalıştırmanın halen devam ettiği değerlendirmesinde bulundu. Yaşanan insan hakları ihlallerinin uluslararası kamuoyunda gündem edilmeye çalışılmasına karşın, Çin hükümetinin insan hakları ihlallerini reddetme, terör söylemi üzerinden mazeret üreterek savunma ve okları karşı tarafa yöneltme gibi politik stratejiler geliştirdiği görüldü.

Özgürlük ve güvenlik ikilemi açısından büyük tartışmalara yol açan Kovid-19 kısıtlamalarının en sert yüzünü Çin’in Doğu Türkistan’da uyguladığı karantinalarda 2022 yılında da görmeye devam ettik. Vaka sayısının düşmesine rağmen uygulanan zorunlu karantinalara yönelik eleştirilere karşın hiçbir geri adım atmayan ÇKP hükümeti, Kovid-19 kısıtlamaları adı altında Doğu Türkistan’ı adeta ablukaya aldı. Çin’in diğer bölgelerinde esneyen önlemlerin Doğu Türkistan’da sert bir şekilde uygulanması, uygulanan kısıtlamaların sağlık önlemleri olmaktan ziyade Çin’in bölgedeki denetim ve kontrolünü arttırmak üzere kullandığı bir araç olduğunu gösterdi. Uygulanan kısıtlamalar sebebiyle Kasım 2022’de Urumçi’de yaşanan bir yangın sonucunda çocuklu 5 aile olmak üzere toplamda 44 kişi yanarak hayatlarını kaybetti. Bölgede Kovid-19 vaka sayısının nüfusa oranla az olmasına ve büyük bölümünün semptom göstermemesine rağmen sert yasaklar uygulanması, kapılarının mühürlenmesi ve yangın çıkan apartmana kasıtlı bir şekilde gerekli müdahalenin yapılmaması sonucunda, yangındaki ailelerin ölüme terk edildiği görüldü. Yangın büyük bir protesto dalgasına yol açtı ancak maalesef Doğu Türkistan’daki politikalarda iyileşme görülemedi. 

Çin, “terör” söylemi üzerinden kurduğu güvenlikleştirme politikalarını; yüksek teknolojik araçlar ile Doğu Türkistanlılar üzerinde kullanmaya halen devam ediyor. Doğu Türkistan’daki kitlesel gözetleme, telefon takibi ve genetik izleme politikaları 2022-2023 yıllarında birçok araştırmaya ve habere konu oldu. Doğu Türkistanlılara yönelik zulüm ve baskının Doğu Türkistan topraklarını aşarak diasporadaki Doğu Türkistanlıları da hedef aldığı görüldü. ÇKP hükümetinin Çin dışında çeşitli ülkelerde de yürüttüğü ihlallerin hiçbir sınır tanımadığı, başka ülkelerin özlük haklarına saygı duymadığı ve casusluk, teknolojik takip üzerinden Çin’in Doğu Türkistanlılara yönelik zulmü küreselleştirdiği ortaya çıktı.Günümüzde en çok ivme kazanmış sosyal medya platformlarından Tiktok’ta Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerine dair üretilen içeriklere getirilen kısıtlamalardan, diasporadaki Doğu Türkistanlılara yöneltilen tehditlere kadar birçok baskı aracı kullanıldı. Yaşanan insan hakları ihlallerine ses çıkarmak ve yaptırım uygulamak isteyen birçok devlet Çin tarafından dış ilişkilerini kesmekle tehdit edildi. Bununla birlikte Çin’in işlediği insan hakları ihlallerine karşı uluslararası kamuoyundan, STK’lardan ve çeşitli devletlerden tepkiler ve yaptırımlar geldi. Amerika ve İngiltere’de Çin ile ekonomik ilişkileri düzenleyen, köle işçilik politikalarıyla üretilen ürünlerin ticaretine sınırlamalar getiren, Çinli yetkililere yaptırım uygulamayı hedefleyen adımlar atıldı. Bazı ülkelerin insan hakları ihlallerini göz önünde bulundurarak ticari ilişkileri kısıtlayan yaptırımlarına karşın, diğer ülkelerin ticaret yapmaya devam etmesi, Çin’in Doğu Türkistan’daki ticaret hacmini arttırmasına sebep oldu. Bu durum politik yaptırım uygulanırken uluslararası işbirliği ve ortaklığın önemini gözler önüne serdi.  

Bunların ötesinde bölgede dini hayata ve kültürel pratiklere dair kısıtlamalar da halen devam ediyor. Ramazan ayında oruç tutmak, namaz kılmak ve diğer ibadetlerin yerine getirilmesine yönelik baskı, takip ve cezalandırma uygulamaları yoğun bir şekilde 2022-2023 yılında da sürdü. Hac ibadeti gerekçe gösterilerek keyfi tutuklamalar yapıldı. ÇKP hükümeti tarafından bölgeyi Çinlileştirmek ve Doğu Türkistanlı nüfusu Han Çinli nüfusun içerisinde eritmek için uygulanan Han Çinlilerin Doğu Türkistan’a göçü ve Doğu Türkistanlı kadınlara zorunlu doğum kontrolü politikalarına devam edilmekte.

Geçtiğimiz yılı değerlendirdiğimizde Çin, Doğu Türkistan’da işlediği ihlalleri yoğun şekilde sansürlediği bir tablo ile karşımıza çıktı. Doğu Türkistan’da soykırımcı politikalarını hiç hız kesmeden sürdürdüğü görüldü. Doğu Türkistan’ın güncel durumu, uygulanan sansüre, tehditlere ve baskıya rağmen insan hakları konusunda duyarlı ve vicdanlı her bireyin bu meseleyi neden hiçbir zaman yalnız bırakmaması, konuşmaya devam etmesi ve zulme karşı çıkmak için elinden geleni yapması gerektiğini hatırlatıyor.

GÖZYAŞLARINA BOĞULARAK ZULMÜ ANLATTI
Basın açıklamasının ardından bugünün önemi münasebetiyle ETHR Araştırmacısı Feyza Pınar Kılınç, “Doğu Türkistan 2023 Yıllık İndeksi” ve “ETHR Kadın Raporu”nun tanıtımını yaparken, Yetim Vakfı Başkanı Murat Yılmaz, Doğu Türkistan’daki Toplama Kamplarının mahiyeti ve yol açtığı sonuçları ile ilgili detaylıca sunum gerçekleştirdi. Ardından Kamp tanığı Gulbahar Hanım kamplarda kaldığı süre boyunca şahit olduğu acı dolu trajedileri gözyaşlarına boğularak anlattı. 2 Oturumunda Ahmet Faruk Asa, Arş. Gör. Mehmet Rakipoğlu ve de Av. Zeynep Ertekin hanım efendi, Halis Özdemir’in moderatörlüğünde İnsan Hakları Hukuku Bağlamında Doğu Türkistan ve Filistin'deki Hak İhlalleri konularına değindi. Program sonlarına doğru konuşmacılara özel hediyeler takdim edilerek program sona erdi.

 

Muhammed Ali ATAYURT-Istiqlal Haber
Kaynak: ETHR

Bu Haberi 1093 kişi okudu!
11/12/2023
YORUMLAR
YORUM YAP
0 Yorum bulunmaktadır.