5 Temmuz 2009’daki Urumçi Katliamı’nın ardından işgalci Çin tarafından hapse atılan ve ağır işkencelere maruz kalan iki Uygur gazetecinin, 15 yılın ardından ilk kez 26 Ekim’de Çin medyasında yayınlanmaya başlayan “Karanlık Çöken Urumçi” belgeseli ile ÇKP’nin Urumçi Katliamı ile ilgili kara propaganda videosunda yer alması dikkat çekti.
5 Temmuz Urumçi katliamından kısa bir süre sonra tutuklanarak müebbet hapis cezasına çarptırılan “Selkin” Ağı yöneticisi Gülmire Emin hanımefendi ve Çin Merkez Halk Radyosu Uygur masası spikeri ve muhabiri Memetcan Abdullah’ın da aralarında bulunduğu bir dizi düşünce mahkumundan yıllardır haber alınamıyordu. 15 yıl sonra, Gülmire Emin Hanım ve Memetcan Abdullah’ın akıl almaz bir hapishane ortamında, ağır işkenceler altında fiziki çöküş yaşadığı zayıf bünyesiyle ortaya çıkmaları, onları yakından tanıyan birçok Uygur’u şoke etti.
İLGİLİ HABERLER: TERÖRLE İLİŞKİLENDİRİLİYORLAR!
Çin yapımı filmin birçok farklı bölümünde kurbanlardan Gülmire Emin Hanımefendi ve Mematcan Abdullah’ın kendilerinin suçlu olduğu ısrarla telaffuz ettiriliyor. Kamera karşısında çok duygusal bir anda Çinli bir muhabir onları “terörist” olmakla suçluyor.
Çin’in kurgusuna göre, 2009 yılında Urumçi’de yaşanan “5 Temmuz katliamı, Dünya Uygur Kongresi’nin de aralarında bulunduğu bazı yabancı “ayrılıkçı güçlerin” kışkırtmasıyla meydana gelmiş ve bu güçlerin “halkı Çin komünist partisine karşı galeyana getirdiği” savunuluyor.
Peki Gülmire Emin ve Mematcan Abdullah ve diğer tutuklular bu sözleri hangi baskı ve işkence altında söyledi? Bir deri bir kemik kalmış fiziksel görünümleri, birçok zihinsel durumları, yüz ifadelerine sinmiş derin acıları ve kelimelerle ifade edilmesi zor olan halleri bize ne anlatıyor. Konu hakkında Özgür Asya Radyosuna (RFA) konuşan yorumcular, kurbanların ağır baskı ve tehditler altında sorguya çekilmeye ve kendilerini suçlamaya zorlandığını söyledi.
BUNLAR SOYKIRIMIN GÖRSEL KANITI
Çin meseleleri uzmanı İlşat Hasan Gökbörü 15 yıldır kayıp olan Gülmire Emin ve diğer düşünce mahkumlarını bahse konu propaganda filminde görünce şok olduğunu ve kamera karşısında “suçlu”, “terörist” ve “ayrılıkçı” olmakla suçlanmalarını üzülerek gördüğünü söyledi.
Gökbörü, yüksek teknolojili ve yoğun bir şekilde finanse edilen bu Çin filminde, “5 Temmuz Urumçi Katliamına Dünya Uygur Kongresi liderliğindeki “Doğu Türkistan ayrılıkçılarının, sözde “teröristlerinin ve aşırılıkçılarının” neden olduğunu ve Çin’in Doğu Türkistan’daki yüksek baskı politikalarının meşru müdafaa olduğunu savunuyorken, Filmin Uygur mahkumların sözde “suçlarını” itiraf etmesinin yanı sıra, zihinsel ve fiziksel görünümlerindeki inanılmaz değişikliklerin Çin hükümetinin işlediği vahşeti ispat ettiğini, gazetecilerin acınası görüntülerini ilk gördüğü vakit, tıpkı Nazi almanyasında çalışma kampındaki açlık ve işkence ile zorla çalıştırılan insanlarda görülen anırmal değişimin aynısını görür gibi olduğunu kaydetti.
Norveç’te yaşayan Uygur dil bilimci, Aktivist Abdulveli Eyüp, Çin propaganda filminden Gülmire Emin ve Memetcan Abdullah’ın hâlâ hayatta oldukları için sevindiğini, fakat son 15 yılda Çin hapishanelerinde maruz kaldıkları baskı ve işkencenin, filmi izleyen herkes tarafından hissedilebileceğini vurgulayarak, Çin hapishanelerindeki acımasız işkencecilerin onları kameralar önünde kendilerini “suçlu” olarak ifade etmeye zorladığını kaydetti.
Muhammed Ali ATAYURT-Istiqlal Haber
Kaynak: RFA, @Habernida