Çin işgal hükümeti son yıllarda çeşitli bahanelerle Doğu Türkistan halkına karşı sistematik bir şekilde soykırım uygularken, geçtiğimiz günlerde Urumçi’de düzenlediği özel bir toplantıda sözde "Terörizm, bölücülük ve dini radikalizm ile mücadele” politikasını bir kez daha yeniledi.
Çin propaganda ağı "Xinjiang Gazetesi"nin 21 haziran tarihli haberine göre, Doğu Türkistan halkını kitlesel tutuklama ve sistematik soykırıma maruz bırakan bahse konu sözde "Terörizm, bölücülük ve dini radikalizm ile mücaddle" politikası liderlik gurubu, 2023 yılının 1. toplantısını gerçekleştirdi.
Toplantı Doğu Türkistan’daki sözde Xinjiang Halık Hükümeti” Siyasi ve Hukuki Komitesi sekreteri Wang Mingshan başkanlığında devam etti.
Toplantı sonuç bildirisinde: Merkezi yönetimin "2022 yılında üç tür şer güçlerle mücadele siyasetinde ilerleme kaydedildiği ve sert darbeler şer odaklarla güçlü mücadelede edilerek yeni sonuçlar elde edildiğinden bahsedildi.
Ayrıca Gelecek süreçle ilgili, "Her yer, her departman standardı düşürmemeli, erken grevden ayrılmamalı, adım adım ilerlemeli, derine inmeli ve amansızca soruşturmalı, temeli araştırmakta ısrar edip kaynağı ortadan kaldırmalı, çok ince soruşturma yapmalı." İpucu, davayı ele alan "kara gölgelere" "kötü enerjiye" odaklanmalı ve derin bir darbe ve tam isabet galibiyeti elde etmeliyiz" denildi.
İLGİLİ HABERLER: “REZİL GÜÇLERİ YOK ETME” DEYİP UYGURLARI HEDEF ALDI
Çin rejimi Amerika Birleşik Devletleri'ndeki 11 Eylül olayının ardından sözde "terörle ve kara güçlerle mücadele” tezini benimsedi.
2016- 2017 yıllarından itibaren envai çeşit bahanelerle büyük çapta keyfi tutuklama başlatmıştı.
Son 7 yıldır da sözde “Terörle mücadele, Karanlık güçlerle mücadele ve Aşırıcılığı Ortadan Kaldırma” bahanesiyle Doğu Türkistan halkını toplama kampına veya hapishanelere mahkum ediyor. Bahse konu mücadele sözcüklerini de Doğu Türkistan halkına karşı işlenen sistematik soykırım suçlarını gizlemek ve meşrulaştırmak için kullanıyor.
Gözlemciler, Çin'in Doğu Türkistan'da çeşitli yalan-dolanlarla halkı bastırmaya çalıştığını, aslında kendisi sivillere yönelik devlet terörü estirdiğini, bu kez Çin rejiminin sözde "Terörizm, bölücülük ve dini radikalizm ile mücaddle" politikasını yoğunlaştırma vurgusu yapmasının, Doğu Türkistan'daki durumun daha da gerginleşeceği ve baskıcı uygulamaların daha da artacağı anlamına geldiğini, Uluslararası toplumun sessizliği Çin’e cesaret verdiğini, bu bakımdan Çin’e toplumsal baskı oluşturulması gerektiğini kaydetti.
Muhammed Ali ATAYURT-Istiqlal Haber