Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti İnsan Hakları Başkanlığınca Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Dünya İnsan Hakları Günü İnsanlığın Yüzü Programı"ndaki konuşmasında, Türkiye'deki Gezi olaylarında ve Ukrayna'nın işgalinde olay yerlerinde kamp kurup saatlerce canlı yayın yapan BBC'den CNN'ine anlı şanlı basın organlarının en büyük icraatlarının, failleri gizleyip zulmü gözlerden kaçırmaktan ibaret olduğunu söyledi.
Anadolu Ajansı ve TRT'nin bölgede yaptığı haberciliğe işaret eden Erdoğan, "İşte biliyorsunuz. TRT ve bizim Anadolu Ajansının, bir şehidimiz var. Kamerayı ne yaptılar? Paramparça ettiler. Hani ne oldu? Siz basın özgürlüğünden yanaydınız. Basın, yayına hep savunucuydunuz. Nasıl oldu? Bunların her şeyi yalandır. 70'i aşkın basın mensubu Gazze'de ne yazık ki ebediyete yürüdü." diye konuştu.
Erdoğan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinden bir umutları ve beklentilerinin kalmadığını vurgulayarak, şunları söyledi:
"Görevi küresel barışı ve istikrarı korumak olan Güvenlik Konseyi 7 Ekim'den bu yana İsrail'i koruma ve kollama konseyine dönüştü." Ne 'çatışmalar bir an önce dursun' diyen 121 ülkenin iradesi, ne Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin çabaları, ne de geçici üyelerin samimi gayretleri, Güvenlik Konseyinin daimi üyelerini harekete geçirmeye yetmedi."
"DÜNYANIN 5'TEN BÜYÜK OLDUĞU GERÇEĞİ BİR KEZ DAHA GÖRÜLMÜŞ OLDU"
Dün gece yapılan oylamada, Amerika'nın vetosu nedeniyle yine ateşkes kararı çıkmadığını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Aralarında daimi üyelerin de olduğu 13 ülkenin tasarıya evet oyu vermesine rağmen maalesef sonuç değişmedi. Dünyanın 5'ten büyük olduğu gerçeği bir kez daha görülmüş oldu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, reforme edilmesi olmazsa olmaz, şarttır şart. Bu Birleşmiş Milletlerle, bu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyiyle insanlığın bir yere varması mümkün değil. Bunu sadece burada konuşmuyoruz, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda da aynen bu ifadeleri kullanan bir lider olarak söylüyorum."
"GAZZE'DEN SONRA HİÇBİR ŞEY ESKİ TAS ESKİ HAMAM DEVAM EDEMEZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'deki zulümlerle birlikte Birleşmiş Milletlerin bu aciz ve işlevsiz yapısının da tüm dünyada sorgulanacağına inandıklarını belirterek, "Bakın çok açık söylüyorum. Gazze'den sonra hiçbir şey eski tas eski hamam devam edemez. Gençler, işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan zulmün, hoyratlığın, barbarlığın hesabı insanlık vicdanıyla birlikte hukuk önünde de mutlaka sorulmalıdır. Gazze kasapları, uluslararası mahkemelerde insanlığa karşı suç teşkil eden eylemlerinin hesabını vermelidir. Allah'ın izniyle eninde sonunda vereceklerdir." değerlendirmesinde bulundu.
Bu meselenin takipçisi olacaklarını, bunu da Gazzeli masumlarla birlikte tüm insanlık adına yapacaklarını vurgulayan Erdoğan, şunları dile getirdi:
"Bir daha benzer dramlar yaşanmasın diye anne babalar çocuklarının parçalarını toplamasın diye. Zulüm zalimin yanına kar kalmasın diye. Dünyanın dört bir yanındaki masumlar geleceklerine güvenle bakabilsin diye mücadelemizi cesaretle sürdüreceğiz. Gazzeli çocuklar için, gözyaşlarıyla ciğerparelerine sarılan o Gazzeli anneler, babalar için sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Rabbim Gazzeli kardeşlerimize sabır versin. Tahammül versin, dayanma ve direnme gücü versin diyorum."
"KİM OLURSA OLSUN ZALİMİN HASMIYIZ, MAZLUMUN DA HAMİSİYİZ"
Tüm imkanlarla Filistin'in yanında olurken gönül coğrafyalarındaki diğer kardeşlerini de ihmal etmediklerini belirten Erdoğan, "Balkanlar'dan Kafkasya'ya, Arakan'dan Türkistan'a ve Kırım'a kadar nerede hakkı çiğnenen, hukuku ayaklar altına alınan, zulme ve baskıya maruz kalan bir kardeşimiz varsa ona sahip çıkmak bizim görevimizdir." diye konuştu.
Erdoğan, kendi nazarlarında Gazzelilerle Doğu Türkistan Türkleri, Kıbrıs Türkleri ve Irak Türkmenleri arasında hiçbir ayrım ve farkın olmadığını vurguladı.
"Çünkü biz, tüm bu coğrafyalarda yaşanan bu hadiselere merhum Akif'in mısralarında dile getirdiği yüksek vicdan penceresinden bakıyoruz." diyen Erdoğan, İstiklal Marşı'nın şairi Mehmet Akif Ersoy'un "Zulmü Alkışlayamam" şiirindeki şu dizeleri okudu:
"Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim / Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim / Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım / Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım / Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz de kim olursa olsun zalimin hasmıyız, mazlumun da hamisiyiz." ifadesini kullandı.
"AY YILDIZLI KİMLİK TAŞIYAN HERKESİN BİRİNCİ SINIF VATANDAŞI OLARAK MUAMELE GÖREBİLMESİNİ TEMİN ETTİK"
İnsan hak ve hürriyetleri açısından böylesi trajik bir dönemde Türkiye'nin insanı ve insani değerleri önceleyen bir anlayışla hamlelerine devam ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Son 21 yılda hayata geçirdiğimiz sessiz devrimlerle vatandaşlarımızın Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde kayıtlı hak ve özgürlüklerini kullanmalarını kısıtlayan pek çok engeli ortadan kaldırdık. Cebinde ay yıldızlı kimlik taşıyan herkesin hayatın tüm alanlarında bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı olarak muamele görebilmesini temin ettik. Ülkemizde hiç kimsenin kökeni, inancı, ibadeti, meşrebi, dili, kıyafeti, sakalı, başörtüsü, hülasaten dini ve kültürel tercihleri sebebiyle ötekileştirildiği bir iklimi asla kabul etmedik, aksini savunduk. Eğitim hayalleri üniversite kapılarında yıkılan kızlarımıza yönelik ayrımcılığa biz son verdik. Kılık kıyafetinden dolayı iş hayatından, devletten, bürokrasiden hatta ve hatta siyasetten dışlanan kadınlarımıza haklarını yine biz teslim ettik. Ülkemiz kadınları seçilme hakkını, yani parlamentoda hiçbir kısıtlama olmadan görev yapma imkanını tam manasıyla bizim dönemimizde kullanabilmiştir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kamu Denetçiliği ve İnsan Hakları Eşitlik Kurumu gibi yeni yapılarla hak arama yollarını genişlettiklerini ifade ederek, "Devlet-vatandaş ilişkisinde köklü bir paradigma değişikliği gerçekleştirdik. Hiçbir farklılığa bakmaksızın tüm vatandaşlarımıza eşit davranan, bunları zenginlik olarak gören bir anlayışın yerleşmesini biz sağladık. Tek parti faşizminin ve darbelerin milletimizin gönül dünyasına açtığı yaraları hamdolsun yine biz sardık." değerlendirmesinde bulundu.
Adaletin ve güvenlik hizmetlerinin kalitesini artırarak adil yargılanma hakkı için çok sayıda çalışma yaptıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu amaçla yargı reformu yasa paketleri, insan hakları eylem planları, yargı reformu stratejik belgelerini hazırlayıp hayata geçirdiklerini, "işkenceye sıfır tolerans" politikasını uygulayarak bu suça ilişkin cezaları arttırıp zaman aşımını kaldırdıklarını vurguladı.
Muhammed Ali ATAYURT-Istiqlal Haber
Kaynak: AA