Doğu Türkistan’daki sözde "Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi Siyasi Konseyi" 13. Komitesi'nin 2. toplantısı geçtiğimiz hafta sona erdi.
Toplantı sonrası siyasi konseyin aldığı karar ise bölgede Sistematik soykırımın devam edeceğinden sinyaller veriyor.
İlk kez Çin komünist Parti (ÇKP) toplantılarına yabancı medya mensupları ve yabancı konukların davet edilmesiyle gerçekleşen toplantı kararında sözde "Çin ulusal ortak bilincinin inşası ve pekiştirilmesi, ulusal dil ve yazının kapsamlı bir şekilde genişletilmesi ve yaygınlaştırılması, Ağ güvenliği ve din işleri yönetiminin güçlendirilmesi" gibi konulara vurgu yapılıyor.
Çin propaganda ajansı Tanrıdağ Ağına göre, Urumçi’de bulunan “Xinjiang Halk sarayı”nda 29 ocak başlayan sözde "Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi Siyasi Konseyi" 13. Komitesi 2. toplantısı 2 Şubat 2024 tarihinde sona erdi.
İLGİLİ HABERLER: KUKLA YETKİLİLER SAHNE ALDI
Kapanış toplantısında sözde "Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi" Parti Komitesi sekreteri Ma Xingrui, kukla yetkililerden Erkin Tuniyaz, Nurlan Abilmajin parti çalışmalarıyla ilişkin bir rapor sundu.
Toplantı sonunda bu yılın siyasi çalışma hedefi olarak, "Çin ulusal ortak bilincinin inşasından pekiştirilmesine merkezi yönetimin emir ve direktiflerinin çeşitli çalışmaların temel çizgisi olarak görülmesi, potansiyel tehlikelerin önlenmesi ve ortadan kaldırılması gerektiği, sözde terörizme karşı mücadele ve kalıcı istikrarın korunması için pratik tedbirlerin alınması, bu doğrultuda ABD ve Batı'nın sözde “Xinjiang” ‘a yönelik her türlü oyunlarına karşı çıkmak, Çin karşıtı güçlerin kamuoyunu etkilemesi muhtemelen söylentileri çürütmek, ulusal ortak dil ve kültürü kapsamlı bir şekilde genişletme ve yaygınlaştırma ve sözde “Xinjiang” ’ı (Çin) kültür yoluyla besleme politikalarına vurgu yapıldı.
DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ CEZA KAMPLARI
Çin rejimi Doğu Türkistan’da, "aşırılıkçılıkla mücadele" gerekçesiyle Uygur Türkleri Kazak Kırgız Tatar ve Özbekler gibi Müslüman topluma ait insanları sözde "mesleki eğitim merkezi" adını verdiği Ceza kamplarda alıkoyması da uluslararası toplum tarafından şiddetle eleştiriliyor. ABD başta bazı Avrupa ülkeleri Çin’in sistematik Soykırım ve İnsanlığa karşı suç işlediğini belirterek, çok sayıda soykırım suçlusu yetkiliye ve 2022’nin en önemli etkinliklerinden olan Olimpiyat oyunlarına dahi yaptırımlar uygulamıştı.
BM verilerine göre en az 2 milyon (son dört yıldır revize edilmedi) Kamp tanıkları ve sızan Çin verilerine göre 2016’dan beri 8 milyona yakın Uygur Türkü bu kamplarda kendi rızası dışında dönüşümlü olarak alıkonuluyor. Ancak işgalci Çin yönetimi, bölgede kaç kamp bulunduğuna dair bilgileri gizliyor.
BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken Çin, kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin vermiş gibi yapıyor. En son örneği BM yetkililerinin ziyareti gibi kısıtlamalar ve Çin yanlısı açıklamalarla “başarısız” sonuçlanan gezileri de bu gibi karalama propagandalarında öne sürerek kendini aklamaya ve soykırımı meşru göstermeye çalışıyor.
Küresel baskılar sonucu Doğu Türkistan’daki Çin yanlısı komünist yöneticiler, 2019’un sonunda güya "kamplardaki tüm öğrencilerin mezun olduğunu, kalanların ise kendi rızasıyla serbest sürekli eğitim programlarına devam edeceğini" bildirmişti.
Muhammed Ali ATAYURT-Istiqlal Haber