Çin’le El Ezher Üniversitesi arasında işbirliği

Arap ve Müslüman ülkeler arasında Çin ile yakın işbirliği, Uygur Müslümanlarına yönelik baskının uluslararası alanda yaygın yankı uyandırmamasının ana nedenlerinden biri olmuştur. Mısır, Suudi Arabistan ve Pakistan gibi İslam ülkeleri sadece ekonomik ve diplomatik konularda Çin hükümetiyle birleşik bir cephe oluşturmakla kalmıyor, aynı zamanda ülkenin İslami kuruluşları, üniversiteleri ve araştırma enstitüleri de sözde Çin İslam Cemiyeti ile bağlarını güçlendiriyor.

İtalyan Merkezli Bitter Winter haber sitesinde yer alan bilgiye göre, sözde “Çin İslam Cemiyeti,” Çin hükümetinin sözde “Xinjiang politikasını” öven ve Uygurlara yönelik baskıyı destekleyen El Ezher Üniversitesi Şeyh Konseyi Genel Sekreteri Abbas Şuman’ı Uurmçi’de ağırladı.

İSLAMIN ÇİNLİLEŞTİRİLMSİ NE DEMEK OLUYOR?
Ekim 2024’ün sonlarında Çin İslam Cemiyeti’nin özel davetiyle, Pekin’deki Dongxi Camii ve İslam’ın Çinlileştirilmesi Sergi Merkezi’ni ziyaret eden Abbas Şuman Çinli yetkililerle de bir araya geldi.

Abbas Şuman’ın ziyareti, Çin Lideri Xi Jinping ile Mısır Cumhurbaşkanı el-Sisi arasındaki görüşmenin ardından geldi.

Bilindiği üzere 2017 yılında Mısır hükümeti, Çin’le koordineli olarak Mısır’da okuyan 100’e yakın Uygur öğrenciyi kaçırarak Çin’e geri gönderdi. Bu öğrencilerin çoğunluğu El-Ezher Üniversitesi’ndeki öğrencilerdir. 2021’de yayınlanan bir rapor, Çin’e geri gönderilen Uygurların kamplarda tek tip olarak alıkonulduğunu ve 15 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldığını ortaya koydu.

Birçok Sünni İslam ülkesi Mısır’daki El Ezher Üniversitesi’ni ideolojik olarak önde gelen bir kurum olarak görüyor ve üniversiteden bir otorite figürünün Çin’i ziyaret etmesi ve hatta Çin Komünist Partisi’nin acımasız politikalarını destekleme ve işbirliği yapma isteğini ifade etmesi utanç verici.

ÇİN’İN DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ CEZA KAMPLARI
Çin rejim hükumetinin sistematik baskıları ve asimilasyon politikaları ile Doğu Türkistan’da topyekûn bir halk, asimilasyon ve soykırıma uğramaktadır. Milli, dini, siyasi ve kültürel olarak Doğu Türkistan’da Çinli olmayan tüm Türk kökenli milletler bu baskının kurbanı olmaktadır.

Doğu Türkistan’da ağır insan hakları ihlallerinden aşmış soykırım derecesine ulaşan, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine gelen Uygur meselesi, küresel bir sorun haline geldi. Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve ciddi insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Öte yandan, Ortaya çıkan Resmi veriler ise, Çin Komünist Partisi idaresinin kültürel ve etnik soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında milyonlarca insanı yasa dışı bir şekilde alıkoyduğunu gösteriyor. Fakat Çin hükumeti, toplama kamplarında ve ceza kamplarında insanlık dışı şartlarda tutulan Uygur Türklerinin durumuna dair tüm verileri dünya kamuoyundan gizlemeye ve soykırımı yalanlamaya çalışıyor.

HAKSIZ YERE HAPSEDİLİYOR
Günümüzde şu an bile Doğu Türkistan’da Uygur ve diğer Türk halklarından milyonlarca kişi suçsuz yere, bilinmeyen bir yerlerde hapsediliyor. Bu baskı tüm şiddetiyle devam ederken, tanıkların ifadelerine göre tutuklulara işkence ediliyor. Sağlıksız şartlarda ellerinde kelepçe, ayaklarında zincirle yaşıyor. Kampta tutulanlara ne olduğu belirsiz ilaçlar ve iğneler veriliyor. Tırnak çekme, kamçı, elektrik verme gibi işkencelere maruz kalıyor. Kadınlar toplu tecavüze uğruyor.

Milyonlarca genç Doğu Türkistan’daki çalışma kamplarında veya Çin’deki fabrikalarda zorunlu köle işçi olarak çalıştırılıyor. Birçoğu toplama ve çalışma kamplarına gönderildikten sonra geride kalanlar da siyasi propaganda ezberlemeye, kamu hizmeti adıyla ücretsiz çalışmaya zorlanıyor. Kadınlar kısırlaştırılıyor, hamilelere zorla kürtaj yaptırılıyor. Genç kadınlar Çinlilerle evliliğe mecbur ediliyor. Ailelerinden koparılan yaklaşık 800 bin Uygur Türkü çocuk, “melekler yuvası ” denilen çocuk toplama kamplarında asimile ediliyor. Çince konuşmaya Çince yaşamaya, tıpkı bir Çinliymiş gibi davranan, yaşam felsefesi, ideolojisi, hayata bakışı tamamen Uygurlardan kopuk komünist bireyler olması için yetiştiriliyor.

“KARDEŞ AİLE” REZALETİ
Milli ve dini kültür mirasları, Uygur tarihi ve kültürü, Türk- İslam mimarileri, tarihi şahsiyetlerin türbeleri yok ediliyor. İnanç özgürlüğü hiçe sayılıyor. 16 bin Cami yıkıldı. Kur’an-i kerim başta olmak üzere Uygurca yazılmış sayısızca eresi kitapları yakıp yok etti. Namaz kılmak, oruç tutmak kampa alınma nedeni olarak gösteriliyor. Türkiye başta olmak üzere yurtdışı ülkelerinde okumuş, seyahat etmiş olmak ya da sadece bunları yapan birinin akrabası olmak bile toplama kampına alınma veya hapse atılma nedeni sayılıyor.

“Kardeş aile” projesi adı altında her Türk aileyle ilgilenecek Çinli memur atandı. Sözde “kardeşler” aile mahremiyetini çiğneyerek Uygurların evlerinde 10 günlerce konaklıyor, aile üyelerinin rejime bağlığını denetliyor.


Muhammed Ali ATAYURT-Istiqlal Haber

Bu Haberi 7197 kişi okudu!
07/12/2024
YORUMLAR
YORUM YAP
0 Yorum bulunmaktadır.