ANNEMİ VE EŞİMİ ÖLDÜRÜN KURŞUN PARASINI ÖDEMEYE RAZIYIM

Şuan Türkiye’de yaşamakta olan Abdurahman HASAN’ın Doğu Türkistana Dönmemesi nedeniyle Çinliler tarafından annesi ve 2 amcası eşi olmak üzere tüm ailesi sözde “ıslah ve terbiye merkezleri” ne götürülüp rehin tutuyorlar.

Anne Amine MEMMET 68 yaşında ve hanımı Tunsagül NURMEHMET ise 22 yaşında ve 2 çocuğu var. Ancak çocuklarının Nerde Ve ne halde oldukları bilinmiyor.

Muhabirimize Konuşan Abdurahman HASAN geçirdiği tramvayı şöyle anlatıyor; Ben Kaşgar’da işadamıydım, Doğu Türkistan ile orta Asya arasında meyve ihracat ticareti yapıyordum,  İşlerim Çok İyidi Kazakistan, Rusya gibi nice ülkelerde büyük çapta ticari işlere girdim kazandımda.

Derken milletim için hizmet etme gayesi uyandı ve yaklaşık 1 miliyon Dolar masraf ederek bir spor okulu açtım Çin Hükümetinden de tek kuruş istemedim. Sadece milletimin gençlerini yetiştirmek amacıyla Yaptığım bu işe Çin hükümetinden evgüler takdir levhaları da aldım.

2016 nın sonuna yaklaştığımızda her ne olduysa Çinliler, yurtdışındaki öğrenciler, işadamları ve benzeri kişileri geri toplama Hareketi başlattı. Öte yandan Doğu Türkistan’daki Büyük Tüccar, İşadamlarınıda yavaş yavaş Türk Ve islam Fanları deyip suçlamaya başladı. Baktımki Hernekadar Siyasetten uzak ve çine yakın olsakta Uygur olmamız sebebiyle biz de gideceğiz gib görünüyordu. Zaman kaybetmeden Açtığım Okulu zararına olsa bile sattım ve 17.01.2017 tarihinde Türkiye’ye gelip sığındım, Malesef bütün mal varlığıma Çin tarafından el konuldu. Zira ben ve ailem kendimi bildim bileli hiçbir zaman Çine karşı her hangi bir eylemde bulunmadık.

Ben Türkiyedeyken 68 yaşındaki annem ve 22 yaşındaki hanımım 2 amcam tutuklanıp “ ıslah ve Terbiye merkezi “ olarak adlandırılan Çin usülü Nazi kamplarına kapatılmış. Nerdeyse imkansız ama bir şekilde ailemle  iletişime geçtim.

Annemi Sabah saat 5:30‘ta kaldırıyormuş suçlu koltuğu denilen sert koltuklarda oturur pozisyonunda başı arkaya yaslanmış halde iki saat ardından başı öne eğilmiş suçlu pozisyonunda akşam 22:30’a kadar oturttuğunu, günde 3 öğün sadece kuru ekmek verildiğini bazen istenildiği gibi oturmadığı sebebiyle aç, susuz bırakıldığı günlerinde olduğunu öğrenince dunyam yıkıldı. Kamplardaki kötü muamele , ve her türlü eziyetler göz önümden hiç gitmiyor. Sonunda dayanamayıp Israrla kamp görevlileriyle görüşme talebinde bulundum.

Kamp Görevlisi; Senin annenin kaldığı kamp en iyi koşulları olan kamplardır. durumu da iyi, yaşıtlarına göre baya iyidir dedi.

bunların umarsızca davranışları canıma taketti ve aç susuz koyduğu  yaşlı annemin 30 yıl Çin hükümetine hizmet eden bir emekli öğretmen olduğunu,  bukadar zulmü haketmediğini söyledim.

 Kamp Görevlisi; burdaki herkes devlete çalışan kişilerdir yatacak yeri var yemekleri var sıradan insanlar için tesis edilen kamplar bukadar iyi bile değil daha ne istiyorsun, dayanamayanlar gittiler (İşkenceye dayanammayanlar Öldüler) annene daha hiç bir şey olduğu yok  deyip telefonu kapattığını söyleyen Abdurahman HASAN annesinin yaşlılık sebebiyle bir takım hastalıklarının olduğunu ve evde bakılması, iyi dinlenmesi gerekirken terbiye kampı adı verilen hapishanelerde işkence görmesine tahammül edemediğini ve Uygur türklerinin örf adetinde intihar eyleminin asla kabul edilmediğinden Çin’den annesi ve Eşini idam ederek bunca horluk, eziyet ve işkencelerden kurtarmasını istedi.

Hayatı tehlikeyi göze alarak haykıran bu kardeşimiz şu an İstanbul’da, bütün dünyaya haykırmak istiyor.  isteyen medya kuruluşları için kapısının açık olduğunu söylüyor ve Doğu Türkistan’da yapılmakta olan bu zulümlere ben de sessiz kalırsam eğer, annemi öldürse onun kabrını bile bulamayabilirim. Veya  Çin beni ortadan kaldırmadan önce sesimi ulaştırabildiğim heryerde haykırmaya devam edeceğim, önce Cumhur reisimiz Sayın Recep Tayyıp Erduğan ve Başbakanımız Sayın Binali Yıldırıma sonraysa Uluslararası insan Hakları Teşkilatlarına vede Birleşmimş milletlere muracaat edeceğim artık bıçak kemiğe dayandı deşti diyor.

Bu Haberi 6758 kişi okudu!
16/01/2018
YORUMLAR
YORUM YAP
0 Yorum bulunmaktadır.