500 bin Doğu Türkistanlı çocuk Çin kamplarında!

Çin yönetimi, Uygur Türkü çocukları Çinlileştirilmeye devam ediyor. Bağımsız araştırmacılara göre, 500 binden fazla Uygur Türkü çocuk toplama kamplarında tutuluyor.

Kızıl Çin’in Doğu Türkistan'da devam ettirdiği asimilasyon politikası tüm sertliğiyle devam ediyor. Dünyanın görmezden geldiği Doğu Türkistan’daki soykırımı yaşayan Uygur Türkü küçük çocuklar ailelerinden koparılarak zorla alıkonuluyor. Çin hükumetinin son yıllarda inşa ettiği kamplarda Uygur Türkü çocuklar her türlü taciz ve asimilasyon politikalarına maruz kalıyor. Ailesinin izni alınmaksızın Çin’in iç bölgelerine götürülen çocuklar asimilasyona tabi tutuluyor.

ÇİN'İN DOĞU TÜRKİSTAN'DAKİ ASİMİLASYON KAMPLARI 

Kırım Haber Ajansının bildirdiğine göre İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne göre anne-babalar, çocuklarına verilecek eğitimi seçme konusunda hak sahibi iken Çin rejimi, Doğu Türkistanlı ailelerin bu hakkını gasp ediyor. Çin rejimi “Ülkeye sadakat aşılamak” adı altındaki sloganıyla yaklaşık yarım milyon Uygur Türkü çocuğu kamplara hapsederek onları asimile ediyor. Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) ise Çin rejiminin Uygur Türkü çocukları ailelerinden ayırarak çocuk toplama kamplarına gönderdiğini delillere dayanan bir rapor yayımlayarak duyurdu. UAÖ raporunda, Doğu Türkistanlı ailelerin rızası olmadan Çin'in söz konusu "çocuk kamplarında" tutulan bütün Uygur Türkü çocukların özgürlüğüne kavuşturulması için çağrıda bulundu.

DOĞU TÜRKİSTAN’DA ÇOCUK OLMAK

Doğu Türkistan’ın geneline bakılacak olursa 2017 yılından beri yatılı okullarda eğitim gören çocukların sayısında yüzde 76,9 oranında artmış durumda. Hükumetin “çocuklara daha iyi eğitim vermek” bahanesiyle başlattığı yatılı okulları yaygınlaştırma projesiyle, Uygur Türkü öğrencilerin daha hızlı asimilasyon edilmesine kapı aralanıyor. Çin rejimi söz konusu yatılı okullarla ile ilgili yaptığı açıklamalar ise, Doğu Türkistan'daki okullarda çocukların kendi ana dillerini konuşmadığı, kültürlerini ve dinlerini yaşama hakkının tanımadığını ortaya çıkardı.

ÇİN’İN DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ CEZA KAMPLARINDA NELER YAŞANIYOR?

Sözde “Çin Halk Cumhuriyeti” rejim hükumetinin sistematik baskıları ve asimilasyon politikaları ile Doğu Türkistan’da topyekûn bir halk, asimilasyon ve soykırıma uğramaktadır. Milli, dini, siyasi ve kültürel olarak Doğu Türkistan’da Çinli olmayan tüm Türk kökenli milletler bu baskının kurbanı olmaktadır.

Doğu Türkistan’da ağır insan hakları ihlallerinden aşmış soykırım derecesine ulaşan, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine gelen küresel mesele haline geldi. Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Öte yandan, Ortaya çıkan Resmi veriler ise, Çin Komünist Partisi idaresinin kültürel ve etnik soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında milyonlarca insanı yasa dışı bir şekilde alıkoyduğunu gösteriyor. Fakat Çin hükumeti, toplama kamplarında ve ceza kamplarında insanlık dışı şartlarda tutulan Uygur Türklerinin durumuna dair tüm verileri dünya kamuoyundan gizlemeye ve soykırımı yalanlamaya çalışıyor.

 Günümüzde şu an bile Doğu Türkistan’da Uygur ve diğer Türk halklarından milyonlarca kişi suçsuz yere toplama kamplarında tutuluyor. Bu baskı tüm şiddetiyle devam ederken, tanıkların ifadelerine göre tutuklulara işkence ediliyor. Sağlıksız şartlarda ellerinde kelepçe, ayaklarında zincirle yaşıyor. Kampta tutulanlara ne olduğu belirsiz ilaçlar ve iğneler veriliyor. Tırnak çekme, kamçı, elektrik verme gibi işkencelere maruz kalıyor. Kadınlar toplu tecavüze uğruyor.

Milyonlarca genç Doğu Türkistan’daki çalışma kamplarında veya Çin’deki fabrikalarda zorunlu köle işçi olarak çalıştırılıyor. Birçoğu toplama ve çalışma kamplarına gönderildikten sonra geride kalanlar da siyasi propaganda ezberlemeye, kamu hizmeti adıyla ücretsiz çalışmaya zorlanıyor. Kadınlar kısırlaştırılıyor, hamilelere zorla kürtaj yaptırılıyor. Genç kadınlar Çinlilerle evliliğe mecbur ediliyor. Ailelerinden koparılan yaklaşık 800 bin Uygur Türkü çocuk, “melekler yuvası ” denilen çocuk toplama kamplarında asimile ediliyor. Çince konuşmaya Çince yaşamaya, tıpkı bir Çinliymiş gibi davranan, yaşam felsefesi, ideolojisi, hayata bakışı tamamen Uygurlardan kopuk komünist bireyler olması için yetiştiriliyor.

Milli ve dini kültür mirasları, Uygur tarihi ve kültürü, Türk- İslam mimarileri, tarihi şahsiyetlerin türbeleri yok ediliyor. İnanç özgürlüğü hiçe sayılıyor. 16 bin Cami yıkıldı. Kur’an-i kerim başta olmak üzere Uygurca yazılmış sayısızca eresi kitapları yakıp yok etti. Namaz kılmak, oruç tutmak kampa alınma nedeni olarak gösteriliyor. Türkiye başta olmak üzere yurtdışı ülkelerinde okumuş, seyahat etmiş olmak ya da sadece bunları yapan birinin akrabası olmak bile toplama kampına alınma veya hapse atılma nedeni sayılıyor.

“Kardeş aile” projesi adı altında her Türk aileyle ilgilenecek Çinli memur atandı. Sözde “kardeşler” aile mahremiyetini çiğneyerek Uygurların evlerinde 10 günlerce konaklıyor, aile üyelerinin rejime bağlığını denetliyor.

 

Muhammed Ali ATAYURT-Istiqlal Haber

Bu Haberi 877 kişi okudu!
27/12/2022
YORUMLAR
YORUM YAP
0 Yorum bulunmaktadır.