Tibet kültürü ve geçim kaynakları yok ediliyor!

Tibet’in doğusundaki Dege’de yerel Tibetliler, kültür ve geçim kaynaklarının yok edilmesine karşı barışçıl ve mütevazi bir şekilde direniş gösterdi. Ancak Toplu tutuklamalar, dayak ve telefonlarına el koyma yoluyla bastırıldı.

Tibet’in doğusundaki Dege’de, Çin’in Tibet nehirlerini barajlar ve derivasyonlarla doymak bilmez bir şekilde sömürmeye devam etmesi nedeniyle, yerel Tibetliler, ata topraklarından sürülme tehlikesine karşı, 14 Şubat 2024 tarihinde barışçıl bir şekilde direniş gösterdi.

Çin, Tibet’in doğusunda Yangtze Nehri’nin üst kesimlerinde yer alan Drichu Nehri (Ch:Jinsha) üzerinde 13 baraj inşa etmeyi planlarken, Bu barajlar doğrudan ya da dolaylı olarak sözde Tibet Özerk Bölgesi’ndeki Jomda, Qinghai’deki Yulshul, Sichuan’daki Dege, Markham, Bathang, Sershu ve Derong ve Yunnan’daki Dechen’de yaşayan Tibetlileri etkiliyor. 

Baraj inşaatı için seçilen tüm bu alanlar, Drichu Nehri’nin medeniyetlerine annelik etmesi ve yaşamlarını sürdürmeleri nedeniyle yerel Tibetlilerin binlerce yıldır yaşadıkları bölgeler olarak biliniyor. 

LÜLTÜREL VARLIKLARI YOK EDİLİYOR!
Bunlar arasında, Dege’de inşaatı devam eden Kamtok (Gangtuo) hidroelektrik santrali (229 metre), Yangtze’den Sarı Nehir’e su aktaracak olan Güneyden Kuzeye Su Yönlendirme projesinin ana rezervuarı olup, Bu baraj, duvar resimleri 14. yüzyıla kadar uzanan ünlü Wontoe manastırı da dahil olmak üzere en az iki köyü ve altı Budist manastırını yıkmak üzere.

Bu manastırlar, kültürel baskıya maruz kalmaya devam eden bir halk için tarihsel ve uygarlığın sürekliliğini koruyan kültürel miraslar olarak Tibetliler için özel bir anlam taşıyor. 

Yerel Tibetlilerin köylerinin ve manastırlarının üzerinde yükselen yasadışı ve haksız bir yıkımı önlemek için neredeyse tüm yasal yolları denemelerinin ardından, Dege ilçe hükümetinin önünde 14 Şubat’ta barışçıl protesto gösterisi gerçekleşti.

POLİS ŞİDDETİ VE TOPLU TUTUKAMA
Olay yerinde çekilen videolarda, aralarında keşişlerin ve kadınların da bulunduğu Tibetlilerin, baraj inşaatını durdurmaları için başparmaklarını kaldırarak yetkililere adeta yalvardıkları görülüyor. Nitekim Tibet kültüründe, birinden başparmağıyla ricada bulunmak, kendini aşağılama noktasına varacak kadar aşırı alçakgönüllülüğü temsil ediyor. 

Yerel halk, en mütevazı beden dilini kullanarak, Çinli yetkililerin insani vicdanlarına, yerel Tibetliler üzerinde yaratmak üzere oldukları yıkımın büyüklüğünü fark etmeleri için çağrıda bulundu. Birçoğu meydan okumaktan ziyade çaresizliklerini göstermek için ellerinde Çin bayrağı tutuyordu.

İLGİLİ HABERLER: SİLAHLI POLİS GÜCÜ KONUŞLANDIRILDI

Ancak, Çinli yetkililerin barışçıl Tibetli dilekçe sahiplerini toplu tutuklamalar, dayak ve telefonlarına el koyma yoluyla bastırma biçimleri, işgalci Çin’in sömürgeci zihniyetini bir kez daha gözler önüne seriyor.  

Birçoğu hastaneye kaldırılmak zorunda kaldı. Sanki silahlı bir isyan varmış gibi, daha fazla bastırma için büyük bir silahlı polis gücü konuşlandırıldı.

Barajın tehdit ettiği coğrafi alan ıssız bir bölge değil, yerel halk için hem göçebe hem de çiftçilik faaliyetlerini destekleyen gelişen verimli bir nehir vadisi olduğu biliniyor. Yüksek ve kurak Tibet platosundaki sınırlı ekilebilir alanlar göz önüne alındığında, bu tür verimli nehir vadileri, hem etkilenen bölgedeki hem de Çin’in aşağı kıyısındaki insanlar için avantajları tartışmalı, dezavantajları ise gerçek ve uzun süreli olan bir baraj için heba edilemeyecek kadar paha biçilmez olduğu düşünülüyor.


Muhammed Ali ATAYURT-Istiqlal Haber
Kaynak: News.creaders, @Uygurhaber

Bu Haberi 345 kişi okudu!
22/04/2024
YORUMLAR
YORUM YAP
0 Yorum bulunmaktadır.