ABD KONGRESİ:DOĞU TÜRKİSTAN’DA İNSANLIĞA KARŞI SUÇ İŞLENDİĞİNİ AÇIKLADI

ABD Kongresine bağlı çalışan Çin komitesi İcra Komisyonu(CEEC), Çin’deki insan hakları ihlallerine ilişkin sunduğu yıllık rapornda Doğu Türkistan’a da yer verildi.

CECC’nin Raporunda Çin’e yaptırım uygulanmasının dışında Uygur Türkleri hakkında “Komisyon, Çin’in Doğu Türkistan’daki Türklere yönelik faaliyetleri ile insanlığa karşı suç işlediğine inanıyor.” İfadeleri kullanıldı.

Euronews’e göre CECC’in raporunun Doğu Türkistan kısmı şöyle sıralanıyor:

  • Yetkililer, Doğu Türkistan’da geçen yıl boyunca bir milyondan fazla Uygur, Kazak, Kırgız, Hui ve diğer azınlıkları keyfi olarak tutukladı.
  • İnsanların yargısız olarak tutulduğu toplama kampları genişletildi.
  • Zorla ilaç verme dahil olmak üzere kamplardaki güvenlik personeli tutuklulara işkence yaptı.
  • ‘Dini’ kabul edilen davranışlara cezanın yanı sıra zorla çalıştırma ve aşırı kalabalık yerde tuttu.
  • Yetersiz yemek verildi, siyasi asimilasyon uygulandı.
  • Bazı tutuklular, Doğu Türkistan’daki toplama kamplarından Çin’in diğer bölgelerindeki gözaltı tesislerine transfer edildi. Bunda kamplardaki aşırı kalabalık ve yetkililerin tutuklularla ilgili bilgileri gizleme amacı etkili oldu.
  • Tutuklulardan bazıları kamplardaki kötü koşullar, tıbbi ihmal veya diğer sebeplerle öldü.
  • Çin hükümeti ve Çin Komünist Partisi (ÇKP), uluslararası insan hakları standartlarına aykırı olarak ifade ve basın özgürlüğünü kısıtlamaya devam etti.
  • Bilim insanları ve insan hakları grupları, mevcut kanıtlara dayanarak, “insanlığa karşı suçlar” maddesinin Doğu Türkistan’daki kitlesel toplama kampları için geçerli olabileceğine dair güçlü argümanlar sundu.
  • Doğu Türkistan’da yaşananlar, Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Tüzüğü’nün İnsanlığa Karşı Suçlar başlıklı 7’inci Maddesi uyarınca, ‘herhangi bir sivil nüfusa karşı yaygın veya sistematik bir saldırının parçası olarak işlenen eylemler’in 11 başlığına karşılık gelmektedir.
  • Toplama kampındakilerin çocukları yetimhanelere, sosyal merkezlere ve yatılı okullara yerleştirildi. Çinli yetkililer, çoğu zaman diğer akrabalarının çocuklara bakmayı istemelerine ve zorla asimilasyon endişelerini dile getirmelerine rağmen bu talepleri karşılık bulmadı.
  • Çinli yetkililer, Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi’ni ihlal ederek yargıyı etkilemeye, hukuku kontrol etmeye ve insan hakları avukatlarına zulmetmeye devam ettiler.
  • Resmi medya, Komünist Partinin yargı üzerindeki mutlak hakimiyetini teşvik etme ve genel yargı süreci üzerinde olumsuz etkiye sahip olmayı sürdürdü.
  • Yetkililer insan hakları avukatlarının konuşmalarını ve hareketlerini kısıtladı, bazı durumlarda onların hukuk lisanslarını iptal etti.

Fatma Hasan / M.Ali Atayurt 10.01.2020

Bu Haberi 772 kişi okudu!
11/01/2020
YORUMLAR
YORUM YAP
0 Yorum bulunmaktadır.