21. Yüzyılda Çin’in Uygur Siyaseti ve İnsanlık Sucu: Dönüştürme Ceza Kampları

(İngilizce’den çeviren: Uygur Araştırma Enstitüsü)

 

ÖZET

Doğu Türkistan’da yaşanan insan hakları krizi (ayrıca Sincan Uygur Özerk Bölgesi olarak da bilinir) acil bir uluslararası müdahale gerektirmektedir. Uygurların bölgede bulunan kamplarda toplu şekilde gözaltına alınmasının temelinde, Çin hükümetinin, kemer ve yol inisiyatifiyle yönetişim ve ticaret modeli olarak kendini küresel olarak tanıtıyor olmasıdır. 11 milyonluk nüfus içerisinde bir milyondan fazla Uygur gözaltındadır. Tutuklama, eziyet ve sistematik siyasi endoktrinasyon(beyin yıkama)hakkında güvenilir raporlar uluslararası topluluğu Uygurlar adına bir eylem yapmaya sevk etmektedir. Yıllar boyunca İnsan hakları koşulları çok az rahatlama ile Uygurlar için kötüleştirilmiştir veya yok edilmiştir. Siyasi baskılar, ekonomik marjinalizasyon, dini uygulamalardaki engellemeler, demografik mühendislik ve Çinlileştirme uygulamaları birçok aktör tarafından kapsamlı bir şekilde belgelendirilmiştir. Zamanlama, hassas grupların toplu uzun vadeli refahını sağlamak için insan hakları müdahalelerinde kilit konumdadır ve Uygurların toplu göz altıları ile ilgili olarak Çin’den halka açık bir şekilde hesap sorma zamanı gelmiştir.

Uluslararası topluluk, Çin’i hiçbir suçlama olmadan gözaltı kamplarında tutulan herkesi derhal serbest bırakmaya davet etmelidir. Çin’in Doğu Türkistan’daki gözaltı kampları sistemi hakkında hesap vermesini sağlayacak birçok araç bulunmaktadır. Birincisi, Birleşmiş Milletler (BM) süreçlerinin kullanılmasıdır. Çin’in Kasım 2018’deki Evrensel Periyodik İncelemesi, Çinli yetkililerin gözaltı kampı sistemi hakkında Uygur sorununu “çözmeyi” amaçlayan soruları yanıtlamalarını sağlamak için geliştirilmelidir.  Çin’in çok taraflı düzenlemeler içerisinde haklar gündemini şekillendirme teklifine, BM’de siyasi ve sivil hakların sağlam bir savunması sunulmalıdır. Devletlere sunulan ikinci mekanizma, bir “Küresel Magnitsky Eylemi” biçiminin kabul edilmesidir. Bu eylemler ölçek itibariyle küreseldir ve Çinli yetkilileri, Doğu Türkistan’da gerçekleşen insan hakları ihlallerine suç ortağı haline getirilmesinde kullanılabilir. Varlıkların dondurulması ve deniz aşırı bankacılık sistemlerinin dışında tutulması ilgili hükumetlerin yetkisi dâhilindedir. Üçüncü önlem, Uygurların Çin hükumeti baskısından dolayı zorla geri dönüşlerini sağlamaktır. Yurt dışında yaşayan ya da deniz aşırı bağlantıları olan Uygurlar zorla gözaltı kamplarına gönderilmiştir.  Etnik kökene göre gözaltına alınma olasılığı dikkate alındığında, yurt dışında barışçıl bir şekilde yaşayan Uygurların Çin’e geri dönmesi için hiçbir neden bulunmamaktadır.

Bu Haberi 3210 kişi okudu!
02/10/2018
YORUMLAR
YORUM YAP
0 Yorum bulunmaktadır.